Sitoplazma Konusuna Ait Sayfa

Konu Detayı Sayfası

Sitoplazma

Hücre

Hücre

1846

2. SİTOPLAZMA

► Prokaryot ve ökaryot hücrelerde ortak olan bir yapıdır.

► Ökaryot hücrelerde hücre zarı ile çekirdek zarı arasını dolduran sıvıdır.

► Prokaryotlarda ise çekirdek zarı bulunmadığından hücre içinin tamamını sitoplazma doldurur.

► Prokaryotlarda tüm yaşamsal olaylar sitoplazmada bulunan serbest enzimler tarafından yürütülür.

► Ökaryot hücrelerde ise metabolik olayların bir kısmı sitoplazmadaki serbest enzimlerle olurken bir kısmı da organeller tarafından yürütülür.

Sitoplazmanın Yapısı

► %70 - 90'ı sudur. Yarı akışkan sıvı taşır. İçerisinde organeller ve hücre iskeleti elemanları bulunur.

► Sitoplazma sıvısına Sitozol denir.

► Sitozol içerisinde; mineraller, gazlar, tuzlar, organik monomerler (karbonhidrat, yağ, enzim, hormon, vitamin, protein vb), boşaltım atıkları, ATP, nükleotitler ve RNA'lar bulunur.

► Sitoplazma sıvısı sürekli hareket halindedir. Bu hareket hücre içeriğinin homojen olmasını sağlar.

Sitoplazmanın Görevleri

► Yarı akışkan (kolloidal) ve ışığa geçirgen olan sitoplazmada canlılık olayları gerçekleşir.

► Canlı etkinliklerini organeller ve enzimler yürütür.

► Organeller arasında sıvısal etkileşim ortamı sağlar. Organellerin madde alışveriş ortamını oluşturur.

► Bir çok tepkimenin gerçekleşme ortamını oluşturur.

► Tüm canlı hücrelerde glikoliz (tüm hücresel solunum çeşitlerinde ilk evredir) enzimlerini bulundurur ve glikoliz tepkimelerinin gerçekleşmesi için uygun ortam oluşturur.

► Bir çok hücrede yedek besin depolar.

Ökaryot bir hücrenin sitoplazmasında DNA bulunmaz.

HÜCRE ORGANELLERİ

Zar tipine göre organeller üç grupta incelenebilir.

Ribozom

► Hücrenin en küçük organelidir.

► Ribozom ökaryot ve prokaryot tüm hücrelerde ortak olarak bulunan zarsız organeldir. (Olgun alyuvar hücrelerinde bulunmaz.)

► Büyük ve küçük olmak üzere iki alt birimden oluşur. Normalde bu iki alt birim birbirinden ayrıdır. Protein sentezleneceği zaman bir araya gelirler.

► rRNA + proteinden oluşur. Nükleoprotein yapılıdır.

► Ökaryotlarda ribozomun alt birimlerinin sentezi çekirdekçikte olur. (Yani çekirdekte olur.) Prokaryotlarda ise sitoplazmada olur.

► Ribozomların hücrede bulunduğu yerler; Granüllü Endoplazmik Retikulum, çekirdek zarı üzerinde, sitoplazmanın sıvı kısmında, plastitler (kloroplast, kromoplast, lökoplast) ve mitokondri organellerinin içerisinde bulunur.

NOT: Hücre zarı üzerinde ribozom bulunmaz.

► Ribozomların görevi, amino asitlerden protein sentezi yapmaktır. Ribozomlar amino asit sentezi yapmaz.

► Hücre aynı proteinden çok sayıda sentezlemek istediğinde çok sayıda ribozom bir araya gelerek polizom (poliribozom) oluşturur.

► Bu sayede kısa sürede aynı proteinden çok sayıda üretilebilir.

Ribozomlarda gerçekleşen protein sentezi tepkimesi 

(n(amino asit) → Polipeptit (protein) + (n-1) Su) şeklinde olduğuna göre, ribozom etkinliği artmış bir hücrede;

► Amino asit miktarı azalır.

► Peptit bağı sayısı artar.

► Hücrelerde osmotik basınç azalır.

► Dipeptit, tripeptit, … protein miktarı artar.

► ATP miktarı azalır.

Endoplazmik Retikulum

► Hücre zarından başlayıp çekirdek zarına kadar uzanan hücre içi kanallar sistemidir.

► Genel olarak hücre içi madde iletiminde görev alır.

► Hücrenin mekanik etkilere karşı dayanıklılığını artırır. Hücrenin omurgası kabul edilir ve hücreye desteklik sağlar.

► Hücre çekirdeğinin belirli bir bölgede sabit kalmasını sağlar.

► Asidi - bazik tepkimelerin birbirinden ayrılmasını sağlar.

► Çekirdek zarı endoplazmik retikulum zarlarının devamıdır. Çekirdek zarı endoplazmik retikulum tarafından oluşturulur.

► Çekirdek zarıi golgi ve koful gibi organellerin oluşumunu sağlar.

► Endoplazmik retikulumlar hemen hemen bütün ökaryot hücrelerde bulunur.

► Yapı ve işlev yönünden birbirinden ayrılan iki endplazmik retikulum vardır. Bazı endoplazmik retikulumların zarları üzerinde ribozomlar bulunabilir.

► Ribozom bulunduranlara granüllü endoplazmik retikulum, bulundurmayanlara granülsüz (düz) endoplazmik retikulum denir.

Granüllü Endoplazmik Retikulum

► Zarının dış yüzeyinde çok sayıda ribozom taşıyan Endoplazmik Retikulumdur.

► Üzerindeki ribozomlarda sentezlenen polipeptitleri üç boyutlu proteinlere dönüştürerek işlevsel hale getirir.

► Protein sentezinin hızlı olduğu hücrelerde bol miktarda bulunur. Üzerindeki ribozomlarda üretilen proteinlerle birlikte hücre dışına verilecek olan salgıların büyük bir oranı granüllü ER tarafından sentezlenir. Bu salgıları küçük keseler içinde paketleyerek golgi aygıtına gönderir.

► Granüllü ER; hücrenin zar sistemlerini üreten bir fabrika gibi çalışır.

► Lizozom organelindeki enzimler burada işlevsel hale getirilir.

► Hücre zarının yapısına katılacak glikoproteinlerin sentezini yapar.

Granülsüz (düz) Endoplazmik Retikulum

► Zarının dış yüzeyinde ribozom bulunmaz.

► Görevleri;

♦ Hücre zarı ile çoğu organelin zar yapısına katılacak yağ moleküllerinin sentezi (fosfolipit sentezi)

♦ İlaç ve alkollerin (karaciğer hücrelerinde) zehirli etkilerini yok etmek.

♦ Karaciğer hücrelerinde depolanan glikojeni glikoza parçalanmasını sağlamak.

♦ Steroit yapılı bazı hormonların sentezini sağlamak (eşey hormonları gibi)

♦ Çizgili kas hücrelerinde kasılma için gerekli olan kalsiyum iyonlarını depolamak.

► ER’den oluşan organeller, golgi aygıtı, lizozom, kofuldur.

Hücre bölünmesi sırasında çekirdek zarı ile birlikte ER'lerde eriyerek kaybolur. (Profaz evresinde) Bölünme tamamlandığında ise yeniden sentezlenir. (Telofaz evresinde)

Golgi Aygıtı

► Çok sayıda yassılaşmış keseden ve küçük kofullardan oluşur. Protein ve yağ yapılıdır.

► Golgi zarı Granülsüz (düz) ER tarafından üretilir ve üzerinde ribozom bulundurmaz.

► Memelilerin olgun alyuvarları ile sperm hücrelerinde bulunmaz. Bunun dışındaki tüm ökaryot hücrelerde golgi aygıtı bulunur.

► Salgı üreten hücrelerde sayıları fazladır. Örneğin; tükrük bezi hücreleri, hormon üreten bezler, bitkilerin nektar, bal özü üreten hücrelerinde iyi gelişmiştir ve bol bulunur.

► ER'lerde üretilen maddelerin çoğu golgi aygıtında ayrıştırılarak paketlenir ve depolanır.

► Glikoprotein ve lipoprotein gibi maddelerin üretimi ve salgılanması golgi aygıtı tarafından yapılır.

► Glikoprotein sentezi sırasında sırası ile;

♦ Ribozom, protein sentezler.

♦ ER, bunları golgiye taşır.

♦ Golgi cisimciği, glikoz ile proteinleri birleştirerek glikoprotein sentezi tamamlanır.

► Hücre içi sindirim yapan lizozom organelinin oluşumunda golgi aygıtı rol oynar. Ayrıca koful oluşumunu sağlar.

► Bitki hücrelerinin sitoplazma bölünmesinde oluşan Orta Lamel (ara plak) oluşumunu sağlar.

♦ Bitkilerde hücre duvarını oluşturan selüloz, hücre zarında bulunan selüloz sentez kompleks proteinleri tarafından üretilir. Golgi aracılığı ile düzenlenir.

► Aktif enzimlerin oluşumunu sağlar. (Apoenzim ve yardımcı kısmı birleştirerek)

► Sperm ve alyuvar hücrelerinde golgi bulunmaz.

Golgi Aygıtı önemli bir organeldir. Golgideki fonksiyon bozuklukları hücre için adeta bir yıkımdır. Bugüne kadar etkin olarak tedavi edilemeyen bazı hastalıkların Golgi Aygıtındaki işlev bozukluğundan kaynaklandığı anlaşılmıştır. Örneğin; sinir hücrelerinde işlev kaybına neden olan Alzheimer (Sinir Hücrelerinde işlev kaybı) ve Kistik Fibrozis (Kalıtsaldır. Ter ve mukus üreten bezlerin hücrelerindeki anormallikler sonucu organlarda anormallikler oluşturur.)  hastalıklarında golginin hem yapısında hem de işlevlerinde anormallikler olduğu ortaya konulmuştur.

Lizozom (İntihar Keseciği)

► Yaklaşık 60 çeşit sindirim enzimi bulunduran tek katlı zarla çevrili organeldir.

► İçindeki sindirim (hidroliz) enzimleri hücre içi sindirim olaylarında görev yapar.

► Gelişmiş bitki ve mantar hücrelerinde bulunmaz. Ancak ilkel yapılı bazı bitkilerde Fitolizozom denilen lizozom benzeri yapılar vardır.

► Lizozom; insan ve hayvan hücrelerinde bulunur.

Lizozom, hücre çeperi taşıyan hücrelerde bulunmaz. Çünkü; çeper taşıyan hücreler endositoz ile hücre içine madde alamazlar. Lizozom enzimleri endositoz ile alınan maddeleri hidroliz ile parçalar. Hücre dışındaki sindirim olaylarında görev almaz.

► Lizozom içindeki enzimler granüllü ER yüzeyinde bulunan ribozomlarda üretilir.

► Bu ER'ler aracılığı ile enzimler golgi aygıtına getirilir.

► Golgi aygıtında enzimlerin etrafı bir zarla çevrilerek paketlenir. Küçük keseler şeklindeki bu yapılara Vezikül denir.

► Bu veziküllerin bazıları lizozom organeline dönüşür.

► Lizozomdaki hidrolitik enzimler hücrenin, kendi organik materyalini de parçalayarak ortadan kaldırabilir. Bu olaya Otofaji denir.

► Lizozom zarının herhangi bir nedenle parçalanması sonucu enzimler sitoplazmaya dağılır. Hücre kendi kendini sindirir. Bu olaya Otoliz denir.

► Otoliz Olayı;

♦ Yaşlı ve ölmüş hücrelerin yok edilmesini,

♦ Kurbağa lavralarında kuyruğun kaybolmasını,

♦ Kertenkelelerde kuyruğun kopmasını sağlar.

♦ İnsan embriyosunun gelişim evrelerinde kontrollü hücre ölümleri yaparak parmak arası gibi boşlukların oluşmasında görev alır.

► Aşırı sıcak veya soğuğa maruz kalan deri hücrelerinde yanıklar oluşur. Bunun nedeni lizozomların parçalanmasıdır.

► Lizozomlardaki işlevsel bozukluklar bazı hastalıklara neden olur. Örneğin; Tay-Sachs hastalığında sinir hücrelerinin lizozomlarında yağları sindiren enzimler eksiktir. Bu durum zamanla sinir hücrelerinde yağ birikimine neden olarak hastalığa neden olur.

► Lizozom faaliyeti sonucu parçalanması gereken bazı maddeler parçalanamaz ve zamanla lizozomlarda birikir. Bu maddeler yaşlılık pigmenti denilen lekelere dönüşür. Yaşlıların derilerinde kahverengi lekelerin oluşmasına yol açar.

► Lizozom, taşıdığı sindirim enzimlerini kendisi üretmez. Bunlar ribozom tarafından üretilir.

► Lizozom hücre içi sindiriminde görevlidir. Hücre dışı sindirime katılmaz.

► Lizozomlar en çok karaciğer hücrelerinde ve akyuvarlarda bulunur. Vücudumuza giren mikropları akyuvarlar fagositoz yaparak yok ederler. Bu görevi lizozomlar yerine getirir.

► Hücre içine Endositoz yolu ile alınan büyük moleküller (mikroplar dahil) lizozomdaki enzimlerle parçalanır.

Eğer sindirim enzimleri hücre içinde kullanılacaksa görev alan organeller sırasıyla;

Ribozom → ER → Golgi Aygıtı → Lizozom

Eğer sindirim enzimleri hücre dışında kullanılacaksa görev alan organeller sırasıyla;

Ribozom → ER → Golgi Aygıtı → Boşaltım Kofulu

Dikkat!!! Hayvansal hücrelerde hasarlı bir organelinin sindirilip yok edilmesine OTOFAJİ, hücrenin tümüyle sindirilip yok edilmesine OTOLİZ denir. Otofaji ve otolizi lizozozm organelindeki hidrolitik enzimler yapar.

Peroksizom (Mikrocisimcikler)

► Hemen hemen ökaryot olan her hücrede bulunan bir organeldir. (Bitki, hayvan, mantar ve protistalar)

► İçeriğinde 50'ye yakın farklı enzim bulunur.

► Karaciğer hücrelerinde bulunan peroksizomlarda Peroksidaz ve Katalaz enzimleri bulunur. Bu enzimler yardımı ile alkol, ilaç gibi zararlı maddelerin toksik (zehirli) etkileri yok edilir.

► Hücrelerdeki metabolik faaliyetler ve peroksizomda gerçekleşen tepkimeler sonucunda oluşan Hidrojen Peroksit (H2O2) çok zehirli bir maddedir.

► Peroksizomda bulunan Katalaz enzimi ile H2Osu ve oksijene ayrıştırılır.

             Katalaz Enzimi

H2O————————> H2O + 1/2 O2

► Bazı hücrelerdeki peroksizomlar yağ asitlerini mitokondrinin kullanabileceği daha küçük moleküllere dönüştürüler. Bu olay esnasında Oksijen kullanılır. Bu özelliği ile mitokondrilerie benzer.

Ökaryot bir hücrede oksijen tüketen iki organel vardır. Bunlar; mitokondri ve peroksizomdur.
Lizozom ve peroksizom organellerinde enzimler bulunur. Aralarındaki fark lizozomda Hidroliz, peroksizomda Oksidaz enzimlerinin bulunmasıdır.

► Peroksizom genellikle mitokondri veya kloroplastların yakınında yer alır. Bu organellerde oluşan metabolik atıkları zararsız hale çevirir ya da kullanılabilir yararlı moleküllere dönüştürür.

► Yağ depo eden bitki tohumlarında, yağların şekerlere dönüşümünü ve böylece oksijenli solunumda kullanılabilir yapıya çevrilmesini sağlar.

Koful

► Kofullar tek katlı zarla çevrili içi sıvı dolu keselerdir.

► Koful öz suyu denilen bu sıvı içerisinde şeker, protein, organik asitler, mineraller, alkoloid maddeler ve antosiyanin pigmentleri bulunur.

► Bitki hücrelerinde büyük ve sayısı az, hayvan hücrelerinde ise küçük sayıca fazladır. Genç hücrelerde kofullar daha küçüktür. Hücre yaşlandıkça kofulla büyür.

► Kofullar hücrelerde; Hücre zarı, çekirdek zarı, ER zarları ve golgi aygıtının farklılaşması sonucu oluşabilirler.

► Olgun bitki hücrelerinde genellikle büyük bir merkezi koful bulunur. Merkezi koful hayvan hücrelerinde bulunmaz.

► Bitki hücrelerinde lizozom olmadığından bitki hücresinin merkezi kofulu, lizozoma eşdeğer kapasitede işlev görebilir.

Kofulların Görevleri

♦ Kofullar hücrede madde alışverişinde, beslenme, sindirimde ve boşaltımda görevlidir.

♦ Şeker ve aminoasitlerin geçici depo yeridir.

♦ İçindeki antosiyan gibi pigmentler çiçeklere renk vererek tozlaşmaya yardımcı olur.

♦ Meyvelere renk vererek tohumun yayılmasında etkili olur.

♦ Bazı zehirli atıkları tuzlarla birleştirerek kristal şeklinde depolayıp zararsız hale getirir.

Koful Çeşitleri

Besin Kofulu, Salgı Kofulu, Depo Kofulu, Kontraktil (Kasılgan) Koful gibi çeşitleri vardır.

a) Besin Kofulu

► Besinlerin endositoz yoluyla hücreye alınması sonucunda oluşan keseciklere besin kofulu denir.

► Genellikle hücre içi sindirim yapabilen; amip, paramesyum gibi bir hücreli canlılarda ve insanların akyuvar gibi fagositoz yapabilen hücrelerinde görülür.

► Besin kofulundaki maddeler hücre içinde lizozomdaki enzimlerle parçalanır. Oluşan ürünler sitoplazmaya geçer. Geride kalan atıklar ise ekzositoz ile tekrar koful oluştururularak hücre dışına atılır.

► Hücre içinde besin kofullarının lizozomlarla birleşmesi sonucu Sindirim Kofulları oluşur.

b) Salgı Kofulu

► Golgi aygıtında üretilen salgıların ve metabolizma sonucu meydana gelen atık maddelerin hücre dışına verilmesini sağlayan keseciklere Salgı Kofulu denir.

► Böcekçil bitkiler ve ayrıştırıcı mantarlar, sindirim enzimlerini salgı kofulları oluşturarak ekzositozla hücre dışına verir.

c) Depo Kofulu

► Özellikle bitki hücrelerinde görülen bir koful çeşidi olup hayvan hücrelerinde küçüktür.

► Bitkilerde zehirli maddeler, metabolizma sonucunda meydana gelen atıklar, boya maddeleri, köklerden suyla birlikte alınan tuzun fazlası, zehirli maddeler ile organik asitler yaprak hücrelerinin kofullarında biriktirilir ve sonbaharda yaprak dökümüyle bitkiden uzaklaştırılır.

► Bazı bitkilerin kofullarının içinde su, yağ molekülleri ve hava depolanır. Bazı bitkilerde ise asit ve bazlarla renk değiştirebilen boya maddeleri bulunur. Bu maddeler (antosiyanin) çiçeklerdeki taç yapraklara ve meyvelere renk verirler.

► Bitki hücreleri olgunlaştıkça küçük olan depo kofulları birleşerek büyük tek bir kofula dönüşür. Bu büyük kofula Merkezi Koful denir. Merkezi koful bitki hücrelerine özgüdür. Hayvan hücrelerinde bulunmaz.

ç) Kontraktil (Kasılgan) Koful

► Tatlı sularda yaşayan amip, paramesyum, öglena gibi ökaryotik tek hücreli canlılarda hücre içine giren suyun fazlası, kontraktil kofullar yardımıyla hücre dışına atılır.

► Suyun atılması aktif taşıma ile ATP enerjisi harcanarak olur.

► Kontraktil kofullar, sitoplazmaya doğru uzanan çok sayıda kol yardımıyla hücreye giren fazla tatlı suyu alarak biriktirir.

► Kofulun etrafını saran ve kasılabilen ipliksi yapılar ile kasılan koful, içerisindeki su ile bir miktar tuzu hücre dışına atar.

► Böylece hücre hemoliz olmaktan kurtulur. (Hemoliz; hücrenin aşırı su alarak patlamasıdır.)

► Tuzlu sularda yaşayan canlılarda kontraktil koful bulunmaz.

Mitokondri

► Çift katlı zarla çevrili bir organeldir. 

► Mitokondriler hücrenin enerji santralleridir.

► Oksijenli solunum ile ATP üretiminin gerçekleştiği organeldir.

Substrat düzeyinde fosforilasyon ve oksidatif fosforilasyon ile ATP sentezlenir.

► Bir hücrenin enerji ihtiyacı ne kadar çoksa o hücredeki mitokondri sayısı da o kadar fazladır. Örneğin; karaciğer, kas ve sinir hücrelerinde metabolik faaliyetler çok yoğun olduğu için mitokondri sayısı diğer hücre çeşitlerine göre daha fazladır.

► Prokaryot hücreli canlılarda (bakteri ve arkelerde), memelilerin olgun alyuvar hücrelerinde mitokondri bulunmaz.

Mitokondrinin Yapısı

► Dış zar düz, iç zar kıvrımlıdır. Kıvrımlı olan bu yapılara krista denir.

► Krista üzerinde ETS enzimleri (enerji üretiminde görev alan enzimler) vardır. Bu enzimler elektronların hareketini sağlayarak ATP sentezlenmesini sağlarlar.

► Kristadaki kıvrımlar mitokondrinin yüzeyini genişletir. Böylece daha fazla ATP üretilir.

► Mitokondrinin içini ve kıvrımların arasını matriks adı verilen sıvı doldurur. Matriks içinde; halka şeklindeki DNA, tüm RNA çeşitleri, ribozomlar, ATP, solunum enzimleri, solunum reaksiyonları sırasında açığa çıkan ara ürünler, su ve mineraller bulunur.

► Mitokondrilerin kendisine özgü DNA, RNA ve Ribozomları vardır.

► DNA'ları sayesinde çekirdeğin kontrolünde çoğalabilirler.

► Sahip oldukları ribozomlar sayesinde ihtiyaç duydukları proteinlerin bir kısmını sentezleyebilirler.

Mitokondride oksijenli solunum ile ATP üretimi gerçekleşir.

Mitokondri etkinliği artan bir hücrede; 

(O2’li solunum: C6H12O6 + 6 O2 → 6 CO2 + 6 H2O + ATP + Isı)

► Enerji verici olarak kullanılan glikoz, yağ asidi ve gliserol gibi monomerlerin miktarı azalır.

► O2 tüketimi artar. CO2artar

► Yoğunluk azalır.

► pH düşer. Asitlik artar.

► Üretilen ATP artar. Isı artışı olur.

► Osmotik basınç azalır.

Tüm insanlar ilk mitokondrilerini annenin yumurtası ile alırlar. Döllenme sırasında babanın spermi ile getirilen mitokondriler yumurta içine alınmaz, kamçı ile birlikte atılır.
Oksijenli solunum yapan bazı bakterilerde mitokondri yerine Mezozom adı verilen yapılar bulunur.

Plastitler

► Bitki hücrelerinde, alglerde ve öglena gibi protistlerde bulunan çift katlı organellerdir.

► Bu canlılarda farklı görevleri yerne getirirler.

► Plastitler; güneş ışığının yardıyla fotosentez yapabilirler.

► Çeşitli renklerde pigmentler (renk maddeleri) içerdikleri için çiçek, tohum, meyve gibi yapılara renk verirler.

► Protein, yağ, karbonhidrat, vitamin gibi organik besinlerin sentezini yapabilir ve bunları depolayabilirler.

► Bitkilerde plastit çeşitleri Proplastit denilen öncü plastitlerin farklılaşması ile oluşurlar.

► Plastitler belli koşullarda birbirine dönüşebilirler.

Prokaryotlarda (bakteri ve arkeler), mantar ve hayvan hücrelerinde plastit bulunmaz.

Plastitler ve Görevleri

Bitkilerde içerdikleri renk maddeleri ve yaptıkları göreve göre üç tip plastit bulunur. Bunlar;

a. Kloroplast,

b. Kromoplast

c. Lökoplast 

► Üçü de çift katlı zar ile çevrilmiştir.

► Kendilerine özgü; DNA, RNA çeşitleri, enzimler, ribozom organeli taşırlar.

► Işık varlığında birbirine dönüşebilirler.

a) Kloroplastlar

  • Kloroplastlar; klorofil taşıdıkları için yeşil renkli plastitlerdir.
  • Bazı protista (öglena ve algler) ve tam parazit bitkiler hariç tüm bitkilerde bulunur. (Not: Tam parazit bitkiler kloroplastları olmadığı için fotosentez yapamazlar. Örnek: Küsküt otu, canavar otu gibi)
  • Bitkinin toprak üstü olan tüm yeşil kısımlarında (yapraklarda, genç dallarda ve olgunlaşmamış meyvelerde) bulunur. 
  • Bitkilerin bazı hücrelerinde kloroplast bulunmaz. Örnek; kök hücreleri, epidermis hücresi gibi.
  • Kloroplast; klorofil molekülü taşıdığı için bitkilere yeşil renk verir. (Bazı bakterilerde kloroplast olmadığı için klorofil sitoplazmada serbest bulunur.)
  • Klorofil; güneşin ışık enerjisini toplayarak bu enerjinin besinlerdeki kimyasal bağ enerjisine dönüşümünde rol oynar.
  • Organik maddelerin sentezi için gerekli olan ATP'yi güneş enerjisini kullanarak (fotofosforilasyon ile) sentezler.
  • Kloroplastlarda su ve karbondioksit harcanarak besin ve oksijen üretilir. (Bazı bakteriler su yerine H2S gibi inorganikler kullanır. Bu nedenle oksijen yerine S2 gibi yan ürünler oluştururlar.)
  • Yani kloroplastlar bitkilerde fotosentez olayının gerçekleştiği organeldir.
  • Tüm fotosentez tepkimeleri kloroplastta gerçekleşir.

                          Klorofil

6 CO2 + 6 H2O ———→ C6H12O6 + 6 O2 (Fotosentez Denklemi)

                          Işık               (Glikoz)

► Bir bitki hücresindeki kloroplast faaliyeti artarsa;

  • CO2 ve su miktarı azalır.
  • Monomer miktarı (glikoz, amino asit, yağ asidi vb) artar.
  • Osmotik basınç artar. (monomer sentezinden dolayı)
  • Hücre yoğunluğu artar.
  • Oksijen miktarı artar.
  • pH artar. Yani ortam asitliği azalır. Bunun nedeni ortamdaki CO2'nin azalmasıdır.
  • Klorofil miktarı ve enzim miktarı değişmez.

Kloroplastın Yapısı ve Kısımları

♦ Kloroplastı çevreleyen çift katlı zarın ikisi de düzdür. Dış zarı geçirgen, iç zarı seçiçi geçirgendir.

♦ İç kısmında üçüncü bir zar sistemi olan Tilakoit Zar Sistemi bulunur.

♦ Tilakoit zar; üstüste dizilerek bozuk para demetlerini andıran Granum'ları oluşturur. (Bozuk para demetleri granum gibi düşünülebilir)

♦ Granumlar birbirine Ara Lamellerle bağlanır. Ara lameller; güneş ışığından daha fazla yararlanılmasını sağlar. Yani bitki ışıktan daha fazla yararlanarak daha fazla fotosentez yapar.

♦ Kloroplastın içerisinde yer alan tüm granum dizilerine ise Grana denir.

♦ Tilakoit zarların oluşturduğu granumlarda; klorofil molekülleri, elektron taşıma sistemi elemanları ve çeşitli enzimler bulunur.

♦ Fotosentezin ışık evresi reaksiyonları granumlarda gerçekleşir. Ayrıca ışık enerjisi ile su parçalanarak (fotoliz) oksijen oluşur ve atmosfere verilir.

♦ Besin sentezi için gerekli olan ATP enerjisi de ışık evresinde sentezlenir. (Fotofosforilasyon ile)

► Kloroplastın içini dolduran sıvıya ise Stroma adı verilir. Stroma içinde; DNA (halka şeklinde) tüm RNA çeşitleri, ribozomlar ve enzimler bulunur.

► Kloroplastlar çekirdeğin kontrolünde çoğalabilirler.

► İhtiyaç duydukları proteinlerin bir kısmını kendi ribozomlarında sentezleyebilirler.

► Stroma sıvısı içinde; fotosentezin ışığa bağlı olmayan tepkimeleri gerçekleşir. Bu evrede CO2 kullanılarak besin sentezlenir. NOT: günlük hayatta yediğimiz besinlerin ana kaynağı atmosferdeki CO2'dir.

Kloroplasttaki tepkimeler mitokondrideki tepkimelerin tam tersidir.
Kloroplast ve Mitokondri Arasındaki Farklar
Kloroplast Mitokondri
Görevi fotosentez yapmaktır. Görevi oksijenli solunum yapmaktır.
Fotofosforilasyon ile ATP üretilir. Substrat düzeyinde ve oksidadif fosforilasyon ile ATP üretilir.
Işıklı ortamda aktiftir. Gece gündüz aktiftir.
Klorofil taşır. Klorofil bulunmaz.
İnorganik maddelerden (CO2 ve H2O) organik madde (C6H12O6) sentezi yapılır. Organik maddeler (C6H12O6) inorganik maddelere (CO2 ve H2O) yıkılır.
CO2 ve H2O kullanılır. Besin ve O2 üretilir. Besin ve O2 kullanılır. CO2 ve H2O üretilir.
Turgor basıncını düşürür. Osmotik basıncı arttırır. Turgor basıncını artırır. Osmotik basıncı düşürür.
Ortamın pH'ını arttırır. (Asitlik düşer) Ortamın pH'sını düşürür. (Asitlik artar) (CO2 oluştuğu için)
Öglena, alg ve bitki hücrelerinde bulunur. Tüm ökaryot hücrelerde bulunur. (Memelilerin olgun alyuvarları hariç)
İç zar düzdür. İç zarı kıvrımlıdır. Kristaları oluşturur.

Mitokondri ve Kloroplastın Ortak Özellikleri

► Çift katlı zardan oluşurlar.

► Elektron taşıma sistemi bulunur.

► Kendilerine ait DNA, RNA ve ribozomları vardır. DNA'ları halkasal ve protein kılıfla çevrili değildir.

► Çekirdeğin kontrolünde çoğalabilirler.

► Kendi protein ve enzimlerini sentezleyebilirler.

► Enerji dönüşümleri yaparlar.

► Prokaryot hücrelerde bulunmazlar.

► Hem ATP harcarlar (defosforilasyon) hem de ATP sentezi (fosforilasyon) yaparlar.

b) Kromoplast

  • Kromoplastlar bitki hücrelerine yeşil dışındaki renkleri veren plastitlerdir. Sarı (ksantofil), turuncu (karoten), kırmızı (likopen) renkte pigmentler taşırlar.
  • Çiçeklerin taç yapraklarında, bazı bitkilerin kök, meyve ve tohumlarında bol miktarda bulunurlar.
  • Örneğin;
    • Papatya, limon gibi bitkilerde sarı renkli Ksantofil,
    • Havuç, portakal gibi bitkilerde turuncu renkli Karoten,
    • Domates, çilek, kiraz gibi bitkilerde kırmızı renkli Likopen bulunur.
  • Sonbaharda yaprakların dökülmeden önce sararmasının nedeni, klorofil pigmentinin yapısının bozulması ve kloroplastların kromoplastlara dönüşmesidir.

c) Lökoplastlar

  • Lökoplastlar renksiz plastitlerdir.
  • Lökoplastlar uzun süre ışık alırsa yeşil renkli kloroplastlara dönüşebilir. Örnek; patatesin güneş ışığı aldığında yeşermesi gibi.
  • Bitkinin kök, gövde, tohum, yumru gibi kısmılarında bulunurlar.
  • Fotosentez sonucu üretilen glikoz molekülleri lökoplastlarda nişasta taneciklerine dönüştürülür ve depolanır.
  • Nişasta, yağ ve protein depo ederler. Klorofil ve renk pigmenti taşımadıkları için renksiz bir plastittir.
  • Örneğin patates yumrusunda nişasta, baklagil tohumunda protein, ayçiçeği tohumunda yağ depolayan lökoplastlar bulunmaktadır.
  • Kloroplast, Kromoplast ve Lökoplastlar DNA içerdiğinden ve yapısal benzerlik gösterdiğinden çevre şartlarının etkisi ile birbirine dönüşebilirler.

Sentrozom

  • Zarsız bir organeldir.
  • Hayvan hücrelerinin büyük çoğunluğunda, tohumsuz bitkilerin (ilkel bitkiler) bazı türlerinde ve alglerde bulunur.
  • İnsan ve hayvan hücrelerinden sinir hücreleri, olgun alyuvarlar, yumurta hücresi, çizgii kas hücrelerinde sentrozom bulunmaz. Bu nedenle bu hücreler bölünemezler. Ayrıca ileri yapılı yapılı gelişmiş bitki hücrelerinde de sentrozom yoktur.
  • Hücre bölüneceği zaman sentrozom eşlenir.
  • Görevi; bölünme sırasında kromozomların zıt kutuplara hareketini sağlayan iğ ipliklerini (mikrotübül) oluşturmaktır. Ayrıca hücre hareketini sağlayan sil, kamçı gibi yapıların oluşumunda da rol alır. Bu yapıların dip kısımlarında sentrozom bulunur.
  • Hücre çekirdeğinin hemen yanında yer alır. Bir sentrozom; iki sentriyolden oluşur.
  • Bu sentriyoller birbirine dik olarak yerleşmiştir.
  • Her bir sentriyol; dokuz tane üçerli mikrotübülden oluşur.
  • Mikrotübüller protein yapılı ve hücre iskeleti elemanıdır.
  • İnsanlar ilk sentrozomlarını sperm hücresiyle babadan alırlar.

Konu İle İlgili Sorular

BiyolojiHikayesi

Öğrencilerimizin TYT (Temel Yeterlilik Testi) ve AYT (Alan Yeterlilik Testi) gibi sınavlara hazırlanırken kullanabilecekleri bilgileri sunuyoruz. Biyoloji konularında güçlü bir temel oluşturmak ve sınav başarınızı artırmak için doğru adrestesiniz!

Bilgilerimiz

Adres

Efeler-Aydın

Email

info@biyolojihikayesi.com

Phone

................

Bülten

© Biyoloji Hikayesi. All Rights Reserved. Designed by Biyoloji Hikayesi
Distributed By: Hamza EROL