Biyoloji Hikayesi Duyuruları  |  Sitemizdeki Konular Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli Müfredatına ve Öğrenme Çıktılarına Uygun Olarak Hazırlanmıştır.  |  Ders Kitabında Bulunan Ölçme ve Değerlendirmeler ile Yönergelerin Çözümlerine Konuların İçerisinden Ulaşabilirsiniz.  |  Soru Bankası Sayfamızdan Konular Bazında Oluşturacağınız Çoktan Seçmeli Testlerle Kendinizi Sınavlara Hazırlayabileceksiniz.  |  Maarif Modeli Temaları İçerisinde Bulunan Karekod Belgelerinin Çözümlenmiş Örneklerine Dokümanlar Sayfasından Ulaşabilirsiniz.  |  Geçmiş Yıllarda Çıkmış Sorulara Konu İçerisinden ve Sorular Menüsünden Ulaşabilirsiniz.  |  Biyoloji Hikayesi Duyuruları  |  Sitemizdeki Konular Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli Müfredatına ve Öğrenme Çıktılarına Uygun Olarak Hazırlanmıştır.  |  Ders Kitabında Bulunan Ölçme ve Değerlendirmeler ile Yönergelerin Çözümlerine Konuların İçerisinden Ulaşabilirsiniz.  |  Soru Bankası Sayfamızdan Konular Bazında Oluşturacağınız Çoktan Seçmeli Testlerle Kendinizi Sınavlara Hazırlayabileceksiniz.  |  Maarif Modeli Temaları İçerisinde Bulunan Karekod Belgelerinin Çözümlenmiş Örneklerine Dokümanlar Sayfasından Ulaşabilirsiniz.  |  Geçmiş Yıllarda Çıkmış Sorulara Konu İçerisinden ve Sorular Menüsünden Ulaşabilirsiniz.  | 
Komünitenin Yapısına Etki Eden Faktörler Konusuna Ait Sayfa

Konu Detayı Sayfası

Komünitenin Yapısına Etki Eden Faktörler

11.Sınıf

Komünite ve Popülasyon Ekolojisi

Komünite Ekolojisi

6226

Komünitenin Yapısına Etki Eden Faktörler

► Belli bir alanda yaşamını sürdüren canlılar; etkileşim hâlinde oldukları hava, su, toprak, iklim vb. cansız çevre elemanlarıyla birlikte ekosistemi oluşturur.

► Ekosistemler, bulundukları çevreye göre adlandırılır. Örneğin deniz, göl, nehir gibi ortamlardaki ekosistemler genel olarak sucul ekosistemler; dağ, ova, vadi gibi ekosistemler de karasal ekosistemler olarak adlandırılır.

► Sınırları belirli bir alanda bulunan tüm türlere ait canlıların oluşturduğu birliğe komünite denir.

► Komünitelerin büyüklükleri değişkenlik gösterir. Örneğin bir ormandaki bütün canlılar bir komünitenin üyeleri olabileceği gibi ormandaki bir ağaç ve bu ağacın üzerinde yaşayan tüm mikroorganizmalar, böcekler ve kuşlar başka bir komüniteyi oluşturabilir. Hatta bir hayvanın bağırsağındaki mikroorganizmalar da bir komünite olarak nitelendirilebilir.

► Komünitelerin varlığını sürdürdüğü, homojen özelliklere sahip coğrafi alana biyotop denir.

► Biyotopun büyüklüğünün komünitenin büyüklüğünü etkilemesine rağmen bu iki durum arasında her zaman doğru orantı yoktur. Örneğin çöldeki komünitelerin biyotopunun geniş olmasına rağmen tür çeşitliliği ve birey sayısı az; bol yağış alan bölgelerdeki komünitelerin biyotopunun çöle göre küçük olmasına rağmen tür çeşitliliği ve birey sayısı fazla olur.

► Komünite farklı türlere ait canlı topluluklarından oluşur.

► Sınırları belirli bir alandaki aynı türe ait canlılar popülasyon adını alır.

► Genellikle karasal ekosistemlerdeki komünitelerde baskın tür bulunur.

► Komünitede sayıca en çok bulunan ya da en fazla biyokütleye sahip tür, baskın tür adını alır ve komünite bu baskın tür adıyla adlandırılır. Örneğin kızılçamın yoğun olduğu ormanlık alan, kızılçam ormanı olarak anılır. Sucul ekosistemlerdeki komünitelerde genellikle baskın tür belirgin değildir.

► Farklı ekosistemlerin kesiştiği alanlarda, komüniteler arasında belirgin farklılıkları olmayan ve her iki komüniteye ait türlerin görüldüğü bölgeler bulunur. Bu bölgelere ekoton (geçiş bölgeleri) denir.

► Örneğin göl ekosistemindeki komüniteyle karasal ekosistemdeki komünite arasında bulunan kıyı bölgesi ekoton özelliği taşır.

► Geçiş bölgelerinin genişliği değişkendir ve bu bölgeler her iki komüniteye ait özellikleri kısmen barındırır. Örneğin çayır ekosisteminde bulunan komüniteyle orman ekosisteminde bulunan komünite arasındaki ekotonda çalılar ve kısa boylu ağaçlar bulunur. Ekotonda tür çeşitliliği fazla, birey sayısı azdır.

► Komüniteler sahip oldukları biyolojik çeşitlilik bakımından farklılık gösterir.

Biyolojik çeşitlilik; tür içi, türler arası ve ekosistemler arasındaki çeşitlilikten kaynaklanan canlılar arasındaki çeşitliliğin tümünü kapsar.

► Komünitelerde bulunan türlerin sayısı ve birbirlerine nispi yoğunluğu, komünitenin biyolojik çeşitliliğini gösterir.

► Barındırdıkları tür sayısı daha fazla olan komünitelerin biyolojik çeşitliliği de yüksek olur. Ancak biyolojik çeşitliliğin belirlenmesinde türlerin nispi yoğunluğu da önemlidir.

► Komünitedeki türlerin birey sayısı bakımından birbirlerine oranları, türlerin nispi yoğunluğunu verir.

► Aynı sayıda türe sahip olsa bile barındırdığı türlerin nispi yoğunlukları birbirine yakın olan komünitenin biyolojik çeşitliliği daha fazla olur.

► Örneğin A komünitesinin sahip olduğu üç türün yoğunluklarının %30, %35 ve %35 olması; B komünitesinin aynı sayıdaki türlerinin yoğunluklarının %70, %20 ve %10 olması hâlinde A komünitesinin biyolojik çeşitliliği daha fazladır.

► Komünitelerin biyolojik çeşitlilikleri farklı etmenlere göre değişkenlik gösterir.

► Yıllık düşen ortalama yağış miktarı, sıcaklık, gün ışığını alma miktarı ve süresi, aldığı ışık şiddeti gibi etmenler komünitelerin biyolojik çeşitliliğini belirler. Bu etmenler, ekosistemin iklim ve coğrafi özelliklerine göre değişkenlik gösterir.

► Karasal ekosistemlerdeki iklimsel ve coğrafi özellikler enleme göre değişir. Enlem, kuzey veya güney yarım kürede bulunan bir yerin Ekvator’la arasındaki uzaklığı belirleyen yayın açısal değeridir. Çoğunlukla derece ve dakika olarak ifade edilir. Ekvator’dan kutuplara doğru gidildikçe enlem büyür, güneş ışınlarının miktarı azalır, sıcaklık düşer, gece ve gündüz süreleri arasında fark oluşur. Dolayısıyla komünitelerin biyolojik çeşitliliği de enleme göre değişir.

► Karasal ekosistemlerde enlem büyüdükçe biyolojik çeşitlilik azalır. Yükseklik de biyolojik çeşitliliği etkiler. Deniz seviyesinden yükseklere çıkıldıkça biyolojik çeşitlilik azalır. Bu nedenle dağın eteklerinde, tepesinden daha fazla biyolojik çeşitlilik görülür.

► Tropikal (23,5° kuzey enlemi ile 23,5° güney enlemi arası) bölgeler, yeryüzünde en fazla güneş ışığı alan ve iklimin mevsimsel olarak en az değişiklik gösterdiği bölgelerdir. Bu koşullara uyum sağlayan tür sayısı oldukça fazladır. Bu nedenle tropikal bölgeler, biyolojik çeşitliliğin en fazla olduğu yerlerdir.

► Ekvator’dan kutuplara doğru gidildikçe güneş ışığını alma miktarı azalırken mevsimsel değişiklikler artış gösterir.

► Canlı türlerinin bu koşullara uyum sağlaması daha güç olacağından Ekvator’dan kutuplara doğru gidildikçe biyolojik çeşitlilik azalır.

► Tundralar, Kuzey Kutbu’na yakın enlemlerde bulunan ve dünya karasal alanının yaklaşık %20’sini kaplayan alanlardır.

► Tundralarda ağaç formunda bitkiler görülmezken likenler, yosunlar, tek yıllık otsu bitkiler ve çalı formunda bitkiler bulunur.

► Hayvan türlerinden ise ren geyiği, misk öküzü, kutup ayısı, kurt, tavşan, kutup tilkisi; baykuş ve bazı kuş türleri bulunmaktadır.

► Yıllık ortalama yağış miktarının oldukça düşük olduğu ve mevsimsel değişimlerin fazla olduğu çöl ekosistemlerinde biyolojik çeşitlilik azdır.

► Çöllerde gövdelerinde su depolayan kaktüsler hâkimdir. Bu ekosistemlerde yaşamaya uyum sağlamış hayvanlardan bazıları; sürüngenler, deve, çöl tilkisi, fare, sincap ve bazı böcek türleridir.

► Sucul ekosistemlerde komünitelerdeki biyolojik çeşitlilik ışıktan yararlanma ölçüsüne ve sıcaklığa göre değişir.

► Suyun üst kısımları güneş ışığını bol alırken daha derinlere doğru gidildikçe ışık şiddeti azalır. Çünkü su molekülleri ve sudaki mikroorganizmalar ışığı soğurur.

► Yüzeyden derinlere doğru gidildikçe sıcaklık da düşer. Güneş ışınlarından gelen ısı enerjisi, güneş ışığının ulaşabildiği yerlerde suyu ısıtır, daha derinlerdeki sular soğuk kalır.

► Suyun güneş ışığını iyi alan ve ısınmış olan kesiminde biyolojik çeşitlilik daha fazlayken derinlere gidildikçe azalır.

► Işığı daha fazla alan kesimin kıyıya yakın kısımlarında köklü ve yüzücü sucul bitkiler yer alır.

► Kıyıdan uzakta ise algler ve siyanobakterilerden oluşan fitoplanktonlar yoğunluk kazanır.

► Fitoplanktonlarla beslenen zooplanktonlar ve küçük kabuklular, bunlarla beslenen küçük balıklar, küçük balıklarla beslenen daha büyük balıklar, yılanlar ve kurbağalar sucul ekosistemlerin ışık alan bölgesinde bulunur.

► Işık almayan bölgelerde ise denizanası, ahtapot ve bazı balıklar yaşar. Işık almayan bölgelerdeki ekosistemlerin besin kaynağı, üst tabakalardan dibe çöken ölü organizmalar ve artıklardır.

► Sucul ekosistemlerdeki biyolojik çeşitlilik su kirliliğinden etkilenir.

► Tarım arazileri ve kanalizasyonlardan gelen sularda bol miktarda azotlu ve fosforlu bileşikler bulunur.

► Bunların sucul ekosistemlere karışması, fitoplanktonların çoğalmasına yani ötrofikasyona neden olur.

► Ötrofikasyonla çoğalan fitoplanktonlar, suyun yüzeyinde birikerek gelen güneş ışınlarını soğurur ve güneş ışınlarının daha derinlere gitmesini engeller, su bulanık görünür.

► Zamanla aşırı derecede çoğalan fitoplankton atıklarının ve ölülerinin mikroorganizmalar tarafından ayrıştırılmasıyla sudaki oksijen miktarı da azalır.

► Bunun sonucunda suda yaşayan canlıların sayısı ve zamanla biyolojik çeşitlilik azalır. Sanayi tesislerinin bazı atıkları (ağır metaller, yağ, petrol vb.) ise canlılara zarar vererek biyolojik çeşitliliği azaltır.

► Komünitede bulunan popülasyonlar beslenme, üreme, avlanma, barınma vb. faaliyetlerini gerçekleştirirken diğer popülasyonları da etkiler.

► Bundan dolayı komünitenin gelişimi, yapısı ve tür çeşitliliği etkilenir. Bir komünitede bulunan popülasyonlar arasında görülen av-avcı, parazitlik, rekabet gibi ilişkileri ve bunların komüniteyi nasıl etkilediğini komünite ekolojisi inceler.

Konuya Ait Çıkmış Sorular

Soru 1.

Evrimleşmeyi sağlayan aşağıdaki mekanizmalardan hangisi, yapay seçilim (ıslah) çalışmalarının temel koşuludur?

(2001-Öğrenci Seçme Sınavı (ÖSS))

A. Populasyondaki kalıtsal çeşitlilik
B. Eşeysel üremedeki çeşitlenme
C. Çevre koşullarındaki değişme
D. Yeni mutasyonlar
E. Eşeysel seçilim

Doğru Cevap İçin Tıklayınız...

Doğru Cevap: A

Açıklama:

Soru şunu soruyor: Yapay seçilim (ıslah çalışmaları) hangi evrimsel mekanizmaya dayanır? Yani: İnsan eliyle yapılan seçimlerin temelinde hangi biyolojik durum vardır?

Yapay Seçilim Nedir?

Doğal seçilim: Çevre koşulları hangi bireylerin hayatta kalacağını belirler.

Yapay seçilim: İnsanlar, belirli özellikleri taşıyan bireyleri seçip onların üremesine izin verir (örn. en verimli buğdaylar, en hızlı atlar, en çok süt veren inekler). Ama bu seçim yapılabilmesi için öncelikle popülasyonda farklı özelliklerin yani kalıtsal çeşitliliğin bulunması gerekir. Eğer tüm bireyler aynı özellikteyse, seçilecek bir şey yoktur.

Diğer Şıklar Neden Yanlış?

B) Eşeysel üremedeki çeşitlenme:

→ Bu, kalıtsal çeşitliliğin kaynağı olabilir, ama yapay seçilimin temel koşulu değildir.

C) Çevre koşullarındaki değişme:

→ Bu, doğal seçilim için gereklidir; yapay seçilimde çevre değil, insan seçer.

D) Yeni mutasyonlar:

→ Kalıtsal çeşitliliğin kaynağı olabilir, ancak yapay seçilimin temel koşulu doğrudan bu değildir.

E) Eşeysel seçilim:

→ Dişi ya da erkek bireylerin birbirini seçmesine dayanır, insan eliyle yapılan seçilim değildir.

Soru 2.

Bazı canlıların vücut rengi, düşmanlarından korunmak için ortam rengine uyum sağlar (homokromi).

Bazı canlılar ise avcılar tarafından av olarak tercih edilmeyen canlılara benzer şekil ya da desenlenme gösterir (mimikri).

Bu açıklamalara göre,

I. Dil balığının renginin, bulunduğu zeminin açık ya da koyu rengine uyum yapması,

II. Bazı böceklerin, eşek arılarına benzer desen taşıması,

III. Bukalemunların rengini bulunduğu ortamın rengine göre değiştirmesi,

IV. Zehirsiz kelebeklerin, zehirli kelebeklerin desenlerine benzer desenler taşıması

Örnekleri, aşağıdakilerin hangisinde doğru olarak gruplandırılmıştır?

  Homokromi      Mimikri

(2009-Öğrenci Seçme Sınavı (ÖSS))

A.     I                      II, III, IV
B.   I, III                     II, IV
C.   II, III                    I, IV
D.   II, IV                   I, III
E.   III, IV                  I, II

Doğru Cevap İçin Tıklayınız...

Doğru Cevap: B

Açıklama:

Soru, canlıların düşmanlarından korunmak için geliştirdiği iki farklı adaptasyon tipi olan homokromi ve mimikri kavramlarını tanımlıyor. Bu kavramları anlamak için örnekleri tek tek inceleyelim:

Homokromi, bir canlının vücut rengini ortamın rengine uyum sağlayacak şekilde değiştirmesidir. Bu, canlıların kamufle olarak avcılardan saklanmasına yardımcı olur.

  • I. Dil balığının renginin, bulunduğu zeminin açık ya da koyu rengine uyum yapması:
    Bu, tipik bir homokromi örneğidir çünkü dil balığı bulunduğu zeminin rengine uyum sağlar.
  • III. Bukalemunların rengini bulunduğu ortamın rengine göre değiştirmesi:
    Bu da homokromi örneğidir çünkü bukalemun çevresine uyum sağlamak için rengini değiştirir.

Mimikri, bir canlının, avcıları aldatmak için başka bir canlıya (genellikle tehlikeli veya avcılar tarafından sevilmeyen bir canlıya) benzemesidir.

  • II. Bazı böceklerin, eşek arılarına benzer desen taşıması:
    Bu, mimikri örneğidir çünkü bu böcekler, avcılardan korunmak için tehlikeli eşek arılarına benzer desenler taşır.
  • IV. Zehirsiz kelebeklerin, zehirli kelebeklerin desenlerine benzer desenler taşıması:
    Bu da bir mimikri örneğidir çünkü zehirsiz kelebekler, zehirli türlere benzer desenler taşıyarak avcılardan korunur.

Canlıların korunma yöntemlerinin doğru gruplandırması şu şekildedir:

  • Homokromi: I ve III
  • Mimikri: II ve IV

Soru 3.

İndikatör (gösterge) tür, çevresindeki yararlı ya da zararlı maddelerden birine karşı, çok duyarlı olan canlı türü olarak tanımlanır. Örneğin, kızböceklerinin bazı türleri, sudaki gelişim dönemlerinde, ortamdaki oksijenin azalmasına çok duyarlı olduğundan, bu böceklerin bulunduğu su ortamlarının, temiz ve oksijen bakımından zengin olduğu söylenebilir.

Buna göre, bir türün indikatör (gösterge) tür olması için, aşağıdaki özelliklerden hangisine sahip olması gerekir?

(2010-Yükseköğretime Geçiş Sınavı (YGS))

A. Ekolojik toleransının (hoşgörüsünün) az olması
B. Mutasyona uğrama sıklığının yüksek olması
C. Hayat devresinin kısa olması
D. Metabolizma hızının yüksek olması
E. Popülasyon büyüme hızının sınırlı olması

Doğru Cevap İçin Tıklayınız...

Doğru Cevap: A

Açıklama:

Cevap Doğru: A) Ekolojik toleransının (hoşgörüsünün) az olması

İndikatör (gösterge) türler, çevredeki belirli değişimlere karşı çok hassas olan türlerdir. Bu türler, genellikle çevresel koşullar (örneğin suyun pH’ı, oksijen oranı, kirlilik düzeyi gibi) bozulduğunda hemen etkilenirler. Dolayısıyla varlıkları veya yoklukları, çevresel koşullar hakkında bilgi verir.

İşte bu nedenle, bir canlının indikatör tür olabilmesi için:

- Çevresel değişikliklere dayanıklılığının düşük olması,

- Yani sadece dar bir aralıktaki çevre koşullarında yaşayabilmesi gerekir.

- Bu durum da doğrudan ekolojik toleransının az olması anlamına gelir.

Örneğin kızböcekleri sadece temiz ve oksijen oranı yüksek sularda yaşayabilir. Ortam kirlendiğinde hemen yok olurlar. Bu da onların çevre kalitesi hakkında bilgi vermesini sağlar.

Konu İle İlgili Sorular

Soru 1.

Bazı ağaçların gövdesi üzerinde yaşayan yarı parazit bitkilerde,

I. İnorganik maddelerden organik madde sentezleme

II. Klorofil sentezleme

III. Gelişmiş kök sistemine sahip olma

IV. Emeçleriyle konağın iletim sisteminden organik besin alma

Özelliklerinden hangileri gözlenemez?

A. I ve II
B. II ve III
C. III ve IV
D. I, II ve III
E. II, III ve IV

Doğru Cevap İçin Tıklayınız...

Doğru Cevap: C

Açıklaması:

- Yarı parazit bitkiler, fotosentez yapabilen ancak su ve mineral maddeleri konak bitkiden alan bitkilerdir.

- Bu yüzden I. (İnorganik maddelerden organik madde sentezleme) ve II. (Klorofil sentezleme) özellikleri gözlenir.

- Ancak III. (Gelişmiş kök sistemine sahip olma) ve IV. (Emeçleriyle konağın iletim sisteminden organik besin alma) özellikleri yarı parazit bitkilerde gözlenmez.

- Yarı parazit bitkiler gelişmiş bir kök sistemine sahip değildir; bunun yerine emeçleri (haustoryumları) ile sadece su ve mineralleri alırlar. Organik besinleri kendileri üretirler.


Soru 2.

Bazı canlıların vücut rengi, düşmanlarından korunmak için ortam rengine uyum sağlar (homokromi).

Bazı canlılar ise avcılar tarafından av olarak tercih edilmeyen canlılara benzer şekil ya da desenlenme gösterir (mimikri).

Bu açıklamalara göre,

I. Dil balığının renginin, bulunduğu zeminin açık ya da koyu rengine uyum yapması,

II. Bazı böceklerin, eşek arılarına benzer desen taşıması,

III. Bukalemunların rengini bulunduğu ortamın rengine göre değiştirmesi,

IV. Zehirsiz kelebeklerin, zehirli kelebeklerin desenlerine benzer desenler taşıması

Örnekleri, aşağıdakilerin hangisinde doğru olarak gruplandırılmıştır?

  Homokromi      Mimikri

(2009-Öğrenci Seçme Sınavı (ÖSS))

A.     I                      II, III, IV
B.   I, III                     II, IV
C.   II, III                    I, IV
D.   II, IV                   I, III
E.   III, IV                  I, II

Doğru Cevap İçin Tıklayınız...

Doğru Cevap: B

Açıklaması:

Soru, canlıların düşmanlarından korunmak için geliştirdiği iki farklı adaptasyon tipi olan homokromi ve mimikri kavramlarını tanımlıyor. Bu kavramları anlamak için örnekleri tek tek inceleyelim:

Homokromi, bir canlının vücut rengini ortamın rengine uyum sağlayacak şekilde değiştirmesidir. Bu, canlıların kamufle olarak avcılardan saklanmasına yardımcı olur.

  • I. Dil balığının renginin, bulunduğu zeminin açık ya da koyu rengine uyum yapması:
    Bu, tipik bir homokromi örneğidir çünkü dil balığı bulunduğu zeminin rengine uyum sağlar.
  • III. Bukalemunların rengini bulunduğu ortamın rengine göre değiştirmesi:
    Bu da homokromi örneğidir çünkü bukalemun çevresine uyum sağlamak için rengini değiştirir.

Mimikri, bir canlının, avcıları aldatmak için başka bir canlıya (genellikle tehlikeli veya avcılar tarafından sevilmeyen bir canlıya) benzemesidir.

  • II. Bazı böceklerin, eşek arılarına benzer desen taşıması:
    Bu, mimikri örneğidir çünkü bu böcekler, avcılardan korunmak için tehlikeli eşek arılarına benzer desenler taşır.
  • IV. Zehirsiz kelebeklerin, zehirli kelebeklerin desenlerine benzer desenler taşıması:
    Bu da bir mimikri örneğidir çünkü zehirsiz kelebekler, zehirli türlere benzer desenler taşıyarak avcılardan korunur.

Canlıların korunma yöntemlerinin doğru gruplandırması şu şekildedir:

  • Homokromi: I ve III
  • Mimikri: II ve IV


Soru 3.

Evrimleşmeyi sağlayan aşağıdaki mekanizmalardan hangisi, yapay seçilim (ıslah) çalışmalarının temel koşuludur?

(2001-Öğrenci Seçme Sınavı (ÖSS))

A. Populasyondaki kalıtsal çeşitlilik
B. Eşeysel üremedeki çeşitlenme
C. Çevre koşullarındaki değişme
D. Yeni mutasyonlar
E. Eşeysel seçilim

Doğru Cevap İçin Tıklayınız...

Doğru Cevap: A

Açıklaması:

Soru şunu soruyor: Yapay seçilim (ıslah çalışmaları) hangi evrimsel mekanizmaya dayanır? Yani: İnsan eliyle yapılan seçimlerin temelinde hangi biyolojik durum vardır?

Yapay Seçilim Nedir?

Doğal seçilim: Çevre koşulları hangi bireylerin hayatta kalacağını belirler.

Yapay seçilim: İnsanlar, belirli özellikleri taşıyan bireyleri seçip onların üremesine izin verir (örn. en verimli buğdaylar, en hızlı atlar, en çok süt veren inekler). Ama bu seçim yapılabilmesi için öncelikle popülasyonda farklı özelliklerin yani kalıtsal çeşitliliğin bulunması gerekir. Eğer tüm bireyler aynı özellikteyse, seçilecek bir şey yoktur.

Diğer Şıklar Neden Yanlış?

B) Eşeysel üremedeki çeşitlenme:

→ Bu, kalıtsal çeşitliliğin kaynağı olabilir, ama yapay seçilimin temel koşulu değildir.

C) Çevre koşullarındaki değişme:

→ Bu, doğal seçilim için gereklidir; yapay seçilimde çevre değil, insan seçer.

D) Yeni mutasyonlar:

→ Kalıtsal çeşitliliğin kaynağı olabilir, ancak yapay seçilimin temel koşulu doğrudan bu değildir.

E) Eşeysel seçilim:

→ Dişi ya da erkek bireylerin birbirini seçmesine dayanır, insan eliyle yapılan seçilim değildir.


Soru 4.

Aşağıdakilerden hangisinin artması popülasyon büyüklüğünün azalmasına neden olmaz?

A. Hastalıklar
B. Avcı canlı sayısı
C. Rekabet
D. Yaşam alanı
E. Parazit canlı sayısı

Doğru Cevap İçin Tıklayınız...

Doğru Cevap: D

Açıklaması:


Bu soruda, popülasyon büyüklüğünü azaltmayan bir faktör sorulmaktadır. Şıkları inceleyelim:

A) Hastalıklar → Azaltır ❌ Bireyleri öldürebilir veya üremelerini engelleyebilir. → Popülasyon azalır.

B) Avcı canlı sayısı → Azaltır ❌ Avlanma arttıkça birey sayısı düşer. → Popülasyon azalır.

C) Rekabet → Azaltır ❌ Besin, alan, eş gibi kaynaklar için rekabet artarsa bireyler yeterli kaynağa ulaşamaz. → Popülasyon azalır.

D) Yaşam alanı → Azaltmaz ✅ Yaşam alanı artarsa, bireylerin barınabileceği, beslenebileceği ve üreyebileceği alan da artar. → Bu durum popülasyonu azaltmaz, aksine artmasına yardımcı olur.

E) Parazit canlı sayısı → Azaltır ❌ Parazitler konağı zayıflatır, hasta eder veya öldürebilir. → Popülasyon azalır.

Sonuç: Popülasyon büyüklüğünü azaltmayan tek seçenek: ✅ D) Yaşam alanı


Soru 5.

Aşağıdaki ekolojik birimlerden hangisi diğerlerine göre daha fazla tür bulundurur?

A. Biyosfer
B. Ekoton
C. Ekosistem
D. Komünite
E. Popülasyon

Doğru Cevap İçin Tıklayınız...

Doğru Cevap: A

Açıklaması:

Kavramların Tanımları ve Kapsamları: 

Ekolojik birimler, küçükten büyüğe doğru şöyle sıralanır:

Birey: Tek bir canlı organizma.

Popülasyon: Belirli bir bölgede yaşayan aynı tür bireylerin oluşturduğu topluluk. → Sadece 1 tür içerir.

Komünite (Topluluk): Belirli bir alanda yaşayan farklı türlerin oluşturduğu canlı topluluğu. → Birden fazla tür.

Ekosistem: Komünite + abiyotik (cansız) çevre (örneğin: su, toprak, hava).

Ekoton: İki ekosistem arasındaki geçiş alanı. Sınır bölgeleridir, genellikle biyoçeşitlilik yüksektir, ancak kapsam sınırlıdır.

Biyosfer: Dünya üzerindeki tüm ekosistemleri kapsayan en büyük ekolojik birimdir. → Tüm türleri kapsar: kara, hava, su ekosistemlerindeki tüm canlıları.

Şıklara Göre İnceleme:

A) Biyosfer ✅

→ Dünya üzerindeki tüm canlıları ve türleri kapsar.

→ En fazla tür çeşitliliğine sahip ekolojik birimdir.

B) Ekoton

→ Tür çeşitliliği fazladır çünkü iki ekosistemin canlılarını barındırır, ama yine de biyosferin yanında oldukça sınırlıdır.

C) Ekosistem

→ Belirli bir alanın canlı ve cansız ortamıdır. Biyosferin küçük bir parçasıdır.

D) Komünite

→ Sadece canlılar arasında olan ilişkileri kapsar, ama cansız çevreyi kapsamaz.

E) Popülasyon

→ Sadece 1 tür içerir. Tür çeşitliliği açısından en düşük seviyedir.


Soru 6.

Bir popülasyondaki birey sayısının azalmasına;

I. Ölüm oranının artması,

II. Besin miktarının azalması,

III. Çevre direncinin artması,

IV. Dışa göçün artması

Faktörlerinden hangileri doğrudan etki eder?

A. Yalnız I
B. Yalnız II
C. I ve IV
D. II ve III
E. I, II ve IV 

Doğru Cevap İçin Tıklayınız...

Doğru Cevap: C

Açıklaması:

Bir popülasyondaki birey sayısının azalmasına doğrudan etki eden faktörler şunlardır:

I. Ölüm oranının artması → DOĞRUDAN ETKİ ✅ Daha fazla birey ölür → Popülasyon azalır.

II. Besin miktarının azalması → DOLAYLI ETKİ ⚠️ Besin azalması, bireylerin ölmesine veya göç etmesine neden olabilir. Kendisi doğrudan bir azalma değil, etkisi dolaylıdır.

III. Çevre direncinin artması → DOLAYLI ETKİ ⚠️ Çevre direnci (hastalık, rekabet, sınırlı kaynaklar vb.) bireylerin ölümüne veya göçüne neden olabilir. Yani dolaylı yoldan popülasyonu azaltır.

IV. Dışa göçün artması → DOĞRUDAN ETKİ ✅ Bireyler popülasyondan ayrılır → Sayı doğrudan azalır.

🔍 Doğrudan etki edenler: I ve IV → ✅


Soru 7.

İndikatör (gösterge) tür, çevresindeki yararlı ya da zararlı maddelerden birine karşı, çok duyarlı olan canlı türü olarak tanımlanır. Örneğin, kızböceklerinin bazı türleri, sudaki gelişim dönemlerinde, ortamdaki oksijenin azalmasına çok duyarlı olduğundan, bu böceklerin bulunduğu su ortamlarının, temiz ve oksijen bakımından zengin olduğu söylenebilir.

Buna göre, bir türün indikatör (gösterge) tür olması için, aşağıdaki özelliklerden hangisine sahip olması gerekir?

(2010-Yükseköğretime Geçiş Sınavı (YGS))

A. Ekolojik toleransının (hoşgörüsünün) az olması
B. Mutasyona uğrama sıklığının yüksek olması
C. Hayat devresinin kısa olması
D. Metabolizma hızının yüksek olması
E. Popülasyon büyüme hızının sınırlı olması

Doğru Cevap İçin Tıklayınız...

Doğru Cevap: A

Açıklaması:

Cevap Doğru: A) Ekolojik toleransının (hoşgörüsünün) az olması

İndikatör (gösterge) türler, çevredeki belirli değişimlere karşı çok hassas olan türlerdir. Bu türler, genellikle çevresel koşullar (örneğin suyun pH’ı, oksijen oranı, kirlilik düzeyi gibi) bozulduğunda hemen etkilenirler. Dolayısıyla varlıkları veya yoklukları, çevresel koşullar hakkında bilgi verir.

İşte bu nedenle, bir canlının indikatör tür olabilmesi için:

- Çevresel değişikliklere dayanıklılığının düşük olması,

- Yani sadece dar bir aralıktaki çevre koşullarında yaşayabilmesi gerekir.

- Bu durum da doğrudan ekolojik toleransının az olması anlamına gelir.

Örneğin kızböcekleri sadece temiz ve oksijen oranı yüksek sularda yaşayabilir. Ortam kirlendiğinde hemen yok olurlar. Bu da onların çevre kalitesi hakkında bilgi vermesini sağlar.


BiyolojiHikayesi

Öğrencilerimizin TYT (Temel Yeterlilik Testi) ve AYT (Alan Yeterlilik Testi) gibi sınavlara hazırlanırken kullanabilecekleri bilgileri sunuyoruz. Biyoloji konularında güçlü bir temel oluşturmak ve sınav başarınızı artırmak için doğru adrestesiniz!

Bilgilerimiz

Adres

Hasanefendi - Ramazan Paşa Mah.1921 Sok.No:24/A Efeler-Aydın

Email

destek@biyolojihikayesi.com

Telefon

+90.555.608 59 45

Bülten

© Biyoloji Hikayesi. All Rights Reserved. Designed by Biyoloji Hikayesi
Distributed By: Rolpa Bilişim Pazarlama Yönetim Sistemleri