► Hücresel solunum ile nefes alıp verme birbirinden farklı kavramlardır.
► Nefes alıp verme, solunum organlarındaki gaz değişimini ifade ederken hücresel solunum ise canlıların metabolik faaliyetlerini gerçekleştirebilmek için organik maddeleri parçalayarak enerji elde etme yoludur.
► Hücrelerde; glikoz, yağ asidi, gliserol, amino asit gibi organik moleküllerin yapısındaki kimyasal bağ enerjisi ile ATP sentezlenmesine hücresel solunum denir.
► Hücreler, canlılığını devam ettirmek ve çoğalmak için enerjiye ihtiyaç duyar.
► Fotosentezle üretilen organik besinler ve oksijen, solunum olayında kullanılarak enerji elde edilir.
► Hücrelerde; glikoz, yağ asidi, gliserol, amino asit gibi organik moleküllerin yapısındaki kimyasal bağ enerjisi ile ATP sentezlenmesine hücresel solunum denir.
► Tek hücreli ve çok hücreli canlıların her bir hücresinde birçok yapım ve yıkım tepkimeleri gerçekleşir.
► Canlıların beslenme yoluyla aldıkları bileşiklerin kimyasal bağlarındaki enerjiyi açığa çıkarmaları ve çıkardıkları enerjiyle yeni bileşikler sentezledikleri tepkimelerin tümü metabolizmadır.
► Metabolik faaliyetlerin büyük bir bölümünde enerji harcanır.
► Bu enerji hücresel solunumla üretilen ATP molekülünden karşılanır.
► ATP, dış ortamdan veya diğer hücrelerden alınamaz.
► Hücrelerin dolayısıyla canlıların varlığını sürdürmesi, hücresel solunumun kesintisiz bir şekilde devam etmesine bağlıdır.
► Hücresel solunum; oksijenli ve oksijensiz solunum olmak üzere iki şekilde gerçekleşir.
► Oksijen, enzimler ve ETS yardımıyla enerji verici organik molekülllerin H2O ve CO2’ye kadar parçalanması sırasında açığa çıkan enerji ile ATP sentezlenmesine oksijenli solunum denir.
► Glikozun hücre sitoplazmasında ETS yardımı ile oksijensiz olarak yıkılıp enerji elde edilmesine oksijensiz solunum denir.
► Fermantasyon ise besinlerin enzimler yardımıyla yapı taşlarının oksijen ve ETS kullanmadan kısmi olarak yıkılıp ATP elde edilmesi olayıdır.
► Oksijenli solunumda besinlerin yapı taşları, enzimler ve oksijen sayesinde CO2 ve H2O gibi inorganik maddelere parçalanır.
► Bu sırada enerji elde edilir. Üretilen enerjinin bir kısmı ATP’ye aktarılırken bir kısmı da ısı enerjisi olarak açığa çıkar.
► Organik besinlerin hücre içinde oksijen kullanılarak inorganik moleküllere kadar parçalanması ile enerji açığa çıkarılması sürecine oksijenli solunum denir.
► Oksijenli solunum, bazı prokaryot ve ökaryot canlılarda gerçekleşir.
► Oksijenli solunum, prokaryot canlılarda sitoplazmada başlayıp solunuma yardımcı ETS elemanlarını taşıyan hücre zarı kıvrımlarında tamamlanır.
► Ökaryot canlılarda ise oksijenli solunum yine sitoplazmada başlayıp mitokondride devam eder.
► Mitokondri, organik maddelerden oksijenli solunumla ürettiği ATP’yi kloroplast hariç enerjiye ihtiyacı olan diğer organellerle paylaşır.
► Mitokondri, çift birim zarla çevrilidir ve mitokondrinin dıştaki zarı düzdür.
► İçteki zarı ise dar alanda geniş bir yüzey oluşturacak şekilde girintili ve çıkıntılı bir yapıya sahiptir.
► Bu kıvrımlı zar yapısı, solunum yüzeyini artırarak daha fazla enerji üretilmesini sağlar.
► İç zarın kıvrımlarına krista, iç zar içinde yer alan sıvıya ise matriks denir.
► Krista ve matrikste oksijenli solunumda görev alan enzimler bulunur.
► Ayrıca matrikste; mitokondriye özgü olan DNA, RNA ve ribozomlar yer alır.
► Bu sebeple mitokondriler, hücrenin kontrolü altında çoğalabilir ve yapılarına uygun proteinleri sentezleyebilir.
► Mitokondrilerin sayısı, hücrelerin yapısına ve enerji ihtiyacına göre hücreden hücreye farklılık gösterebilir.
► Örneğin çizgili kas, sinir, kalp ve karaciğer hücrelerinde mitokondri bol miktarda bulunurken yağ doku hücrelerinde ise çok az bulunur.
► Düzenli egzersiz yapmak, mitokondri sayısını artıran önemli bir aktivitedir.
► Bu yüzden hangi yaş döneminde olursak olalım mutlaka fiziksel aktiviteye dayalı egzersizler yapmalı ve bunları davranış hâline getirmeliyiz.
► Fermantasyona göre daha fazla enerji kazancı sağlayan oksijenli solunum; glikoliz, pirüvik asitten asetil - CoA oluşumu, krebs döngüsü ve elektron taşıma sistemi (ETS) evrelerinden oluşur.
► Ökaryot canlılarda oksijenli solunumun glikoliz evresi, sitoplazmada; pirüvik asitten asetil - CoA oluşumu, krebs döngüsü ve ETS evreleri ise mitokondride gerçekleşir.
► Oksijenli solunum sırasında organik besinlerin yapı taşları, enzimlerin kontrolünde kademeli olarak yıkılır ve ATP sentezlenir.
► Bazı reaksiyon basamaklarında besinlerin yapı taşlarına yıkılması sırasında substratlardan ayrılan fosfat molekülleri, ADP molekülüne bağlanarak substrat düzeyinde fosforilasyon ile ATP sentezlenir.
► Bazı reaksiyon basamaklarında ise besinlerin yapı taşlarına yıkılması sırasında hidrojen atomları açığa çıkar.
► NAD ve FAD molekülleri ile taşınan bu hidrojen atomlarındaki enerjiden ETS aracılığı ile ATP sentezlenir. Bu şekilde gerçekleşen ATP sentezine oksidatif fosforilasyon denir.
Oksijenli solunum 4 bölümde incelenir.
1. Glikoliz
2. Pirüvik Asitten Asetil - CoA Oluşumu
3. Krebs Döngüsü
4. Elektron Taşıma Sistemi (ETS) - Oksidatif Fosforilasyon
► Hücresel solunumda enerji verici organik molekül olarak glikoz kullanıldığında gerçekleşmesi zorunlu ilk tepkime glikoliz olayıdır.
► Glikoliz ile solunumda tüketilecek 6 karbonlu glikoz, çeşitli enzimlerin kontrolünde 3 karbonlu pirüvik aside (pirüvata) dönüştürülür.
► Bu dönüşüm sırasında ATP hem tüketilir hem de üretilir.
► Kısaca glikoliz, glikozun pirüvik aside kadar parçalanması sırasında bir miktar ATP’nin üretildiği enzimsel tepkime dizisidir.
► Glikoliz sırasında kararlı glikoz molekülünü solunum reaksiyonlarına katılacak kadar kararsız hâle getirmek için ATP harcanır.
► Daha sonraki aşamalarda ise substrat düzeyinde fosforilasyon ile ATP sentezlenir ve glikoz, 2 pirüvik aside dönüşür.
► Glikoz molekülünün solunum tepkimelerine katılabilmesi için 2 ATP harcanır ve 2 tane 3C’lu pirüvik asit meydana gelir.
► Tepkimeler sonucu 4 ATP üretilir ve bu sırada bir çeşit koenzim olan NAD (nikotinamid adenin dinükleotit) molekülleri, oluşan organik moleküllerden hidrojen alarak NADH oluşturur.
► Ökaryot hücrelerdeki glikoliz sırasında ara ürünlerden ayrılan elektron ve hidrojenler, NADH formunda mitokondrinin kristasına aktarılır.
► Bu elektron ve hidrojenler, oksidatif fosforilasyonla ATP sentezinde kullanılır.
► Krebs döngüsü başlamadan önce mitokondri matriksine geçen 3C’lu pirüvik asitler, CO2 çıkışı ve NADH oluşumu ile asetil - CoA (asetil koenzimA) adı verilen 2C’lu bileşiğe dönüşür.
► Ortamda yeterince oksijen bulunmazsa pirüvik asit; asetil - CoA’ya dönüşemeyeceği için mitokondriye geçemez.
► Etil alkol ya da laktik asit fermantasyonu tepkimelerine katılır.
► Bu anlamda asetil - CoA oluşumu, hücre içerisinde yeterli miktarda oksijen bulunduğunu gösteren en önemli ölçüttür.
► Krebs döngüsü, 2C’lu asetil - CoA molekülünün mitokondri matriksinde hazır bulunan 4C’lu organik molekülün enzim kontrolünde bir araya gelerek 6C’lu sitrik asidi oluşturması ile başlar.
► Daha sonra peş peşe gerçekleşen reaksiyonlarla sitrik asitten 4 karbonlu organik madde yeniden sentezlenir ve krebs döngüsü tamamlanmış olur.
► Oksijenli solunumla bir glikoz molekülünün parçalanması sırasında gerçekleşen iki krebs döngüsü ile substrat düzeyinde fosforilasyonla 2 ATP sentezlenir.
► Organik yapılı, farklı karbon sayısına sahip moleküllerden ayrılan proton (H+) ve elektronlar (e-) ise 6 NAD+ ve 2 FAD+ tarafından tutulur.
► Bu sırada 4 CO2 oluşur. Krebs döngüsünde üretilen 6 NADH ve 2 FADH2 molekülleri ise elektron taşıma sistemine aktarılır.
► Bir glikozun oksijenli solunumla parçalanması sırasında kazanılan ATP’lerin büyük bir kısmı, ETS evresinde üretilir.
► Elektron taşıma sisteminde yer alan ve elektron taşımakla görevli moleküller; ökaryot hücrelerde mitokondrilerin krista adı verilen kıvrımlı iç zarında, prokaryotlarda ise hücre zarı kıvrımlarında bulunur.
► Elektron taşıma sistemi, kristada dizilmiş elektron taşıyıcı moleküllerden oluşur.
► ETS molekülleri, oksijenli solunumun önceki evrelerinde oluşan NADH ve FADH2 ile gelen yüksek enerjili elektronları tutar.
► FAD (flavin adenin dinükleotit); oksijenli solunumda görevli olan ve elektron taşıyan bir çeşit koenzimdir.
► Enerji dönüşüm reaksiyonları sırasında FAD+, 2 elektron ve 2 proton alarak indirgenir ve FADH2 ’ye dönüşür.
► Elektronlar bir dizi indirgenme ve yükseltgenme tepkimesi ile oksijene kadar sistem boyunca taşınır.
► Oksijen, enerji seviyesi düşmüş elektronları ETS’nin son molekülünden alarak elektron akışının ve ATP sentezinin devam etmesine katkıda bulunur.
► Elektron kazanmış oksijen, elektron kaybetmiş bir çift proton ile birleşerek suyu oluşturur.
► Sonuç olarak oksijenli solunum reaksiyonları sırasında ve sonunda CO2 ve H2O oluşurken metabolik faaliyetler için gerekli olan ATP de üretilmiş olur.
► Oksijenli solunumda tüketilen bir glikoz molekülünden substrat düzeyinde fosforilasyonla 4 ATP, oksidatif fosforilasyon ile NADH’tan gelen elektronları ETS’de hangi molekülün aldığına bağlı olarak da 26 ya da 28 ATP sentezlenir.
► Böylece glikoz başına 30 ya da 32 ATP üretilir.
► Oksijenli solunum enzim kontrolünde gerçekleştiği için sıcaklık değişimlerinden etkilenir.
► Oksijenli solunumda glikoliz sonucu oluşan pirüvik asit, CO2 ve H2O gibi inorganik maddelere kadar parçalandığı için diğer hücresel solunum çeşitlerine göre daha fazla ATP üretilir.
► Oksijenli solunum, hücrelerin enerji üretmek için glikoz gibi organik molekülleri oksijen kullanarak parçaladığı biyokimyasal bir süreçtir.
► Bu süreçte, enerji (ATP), karbondioksit (CO₂) ve su (H₂O) üretilir. Oksijenli solunumun genel denklemi şekildeki gibidir.
Bu denklem, üç ana aşamayı içerir:
Glikoliz:
► Glikoliz, glikozun iki molekül pirüvat'a (pirüvik asit) dönüştürüldüğü süreçtir.
► Bu aşama sitoplazmada gerçekleşir ve oksijen gerektirmez.
► Net olarak 2 ATP ve 2 NADH üretilir.
Krebs Döngüsü (Sitrik Asit Döngüsü):
► Pirüvat, mitokondriye taşınır ve asetil-CoA'ya dönüştürülür.
► Asetil-CoA, Krebs döngüsüne girer ve burada tam olarak oksitlenir.
► Bu süreçte CO₂ açığa çıkar ve NADH ile FADH₂ gibi enerji taşıyıcıları üretilir.
Elektron Taşıma Zinciri ve Oksidatif Fosforilasyon:
► Elektron taşıma zinciri, mitokondri iç zarında bulunur.
► NADH ve FADH₂'dan gelen elektronlar, zincir boyunca taşınır ve bu sırada enerji açığa çıkar.
► Bu enerji, ATP sentezi için kullanılır (oksidatif fosforilasyon).
► Son elektron alıcısı oksijen olup, su (H₂O) oluşturur.
Enerji Üretimi: Oksijenli solunum sırasında bir glikoz molekülünden toplamda yaklaşık 36-38 ATP molekülü üretilir. Bu, hücrelerin enerji ihtiyacını karşılamada çok verimli bir yöntemdir.
Oksijenli solunumun genel denklemindeki H2O sayıları sadeleştirilirse ŞEKİLDEKİ denklem elde edilir.
► Besin moleküllerinin oksijen kullanılmadan yıkılması sırasında ETS yardımıyla ATP üretilmesine oksijensiz solunum denir.
► Oksijensiz solunumda son elektron alıcısı, O2 dışında genellikle bir inorganik moleküldür.
► Oksijensiz solunumda ETS’deki son elektron alıcısı olan inorganik maddelerin elektron çekim güçleri zayıftır.
► Bu nedenle oksijensiz solunumda üretilen ATP miktarı azdır.
► Oksijensiz solunum yapan bazı bakteriler, besin moleküllerinden kopardıkları elektronları SO42- (sülfat) , S (kükürt), NO3- (nitrat) , CO2 (karbondioksit) ve (Fe3+ (demir) gibi inorganik yapılı son elektron alıcılarına aktarır ve enerji elde eder.
► Örneğin bataklık gibi oksijensiz ortamda yaşayan bazı bakteriler, besin moleküllerinden kopardıkları elektronları ETS üzerinden SO42- iyonuna aktarır.
► Elektronların ETS’de taşınması sırasında açığa çıkan enerji ile de ATP sentezlenir.
► Toprak ve suda bulunan NO3- oksijensiz solunum yapan bakteriler tarafından N2’ye (moleküler azot) dönüştürülür.
► Bu bakteriler oksijensiz ortamda ETS’lerinde son elektron alıcısı olarak NO3 ’ü kullanır. NO3 elektron alarak birkaç basamakta moleküler azota dönüşür.
► Denitrifikasyon adı verilen bu olay, biyosferdeki azot döngüsünün korunmasına katkı sağlar.
Konu İle İlgili Sorular
Öğrencilerimizin TYT (Temel Yeterlilik Testi) ve AYT (Alan Yeterlilik Testi) gibi sınavlara hazırlanırken kullanabilecekleri bilgileri sunuyoruz. Biyoloji konularında güçlü bir temel oluşturmak ve sınav başarınızı artırmak için doğru adrestesiniz!
Hasanefendi - Ramazan Paşa Mah.1921 Sok.No:24/A Efeler-Aydın
destek@biyolojihikayesi.com
+90.555.608 59 45
©
Biyoloji Hikayesi.
All Rights Reserved. Designed by
Biyoloji Hikayesi
Distributed By:
Rolpa Bilişim Pazarlama Yönetim Sistemleri