Konu Detayı Sayfası
► Canlı organizmalar, belirli bir düzen içinde organize olmuşlardır. Mesela evinizin bahçesindeki kiraz ağacı, farklı sistemlerden oluşan bir canlıdır.
► Ağacın yaprakları, dallara bağlı olarak besin üretip tüm ağaç boyunca dağıtan önemli bir sistemin parçasıdır. Eğer bir yaprak kesiti mikroskop altında incelenirse, içerisinde farklı dokular ve bu dokuları oluşturan hücreler gözlemlenebilir.
► Hücrenin alt birimleri, canlılığın sürmesi için hayati işlevleri gerçekleştirir.
► İnsan vücudu da benzer şekilde, hücrelerin bir araya gelerek doku, organ ve sistemleri oluşturmasıyla çalışır.
Canlılık ve Organizasyon
► Canlılık, yaşamı sürdürebilmek için belirli düzen ve sistemler içinde gerçekleşir.
► Bu düzen; atom ve moleküllerden başlayıp, hücre içindeki alt yapıların oluşmasıyla devam eder.
► Tek hücreli canlılarda organizasyon sadece hücre düzeyindeyken, çok hücreli canlılarda hücreler belirli görevler üstlenmek üzere toplanır ve dokuları, organları, hatta sistemleri oluşturur.
► Yeryüzündeki canlılar ve hatta cansız varlıklar, birbirleriyle düzenli bir etkileşim içerisindedir.
► İnsan vücudu da bu yapısal ve işlevsel organizasyonun güzel bir örneğidir.
► Canlılığın temel özelliklerinden birisi de sahip olduğu yüksek düzeydeki düzendir.
► Bu düzen atomdan başlayarak hücreye dokuya organa doğru büyüyen bir hiyerarşi ortaya çıkarır.
► Biyolojik organizasyon da budur.
Bir hücrelilerde organizasyon birimleri küçükten büyüğe doğru;
Atom → Molekül → Organel → Hücre (Organizma)
şeklinde sıralanır.
► Organizma, “herhangi bir canlı varlık” olarak da tanımlanır.
► Bu tip canlılar tek hücreden oluşur.
Örneğin; amip tek hücreli bir canlıdır.
► Bu tek hücresi ile; besinlerini alır, kullanır, atıklarını uzaklaştırır, çevresel uyarılara tepki verir ve diğer yaşamsal olaylarını gerçekleştirir.
Çok hücrelilerde organizasyon birimleri küçükten büyüğe doğru;
Atom → Molekül → Organel → Hücre → Doku → Organ → Sistem → Organizma
şeklinde sıralanır.
Organizasyon Düzeyleri
► Hücre organizasyonu, en küçük yapı birimi olan atomlardan başlayarak karmaşık biyolojik sistemlere kadar uzanan bir düzene sahiptir.
► Atomlar, kimyasal bağlarla birleşerek molekülleri; moleküller ise daha büyük ve karmaşık makromolekülleri oluşturur.
Makromoleküller, canlı hücrelerin temel yapı taşlarını meydana getirir. Proteinler, nükleik asitler ve polisakkaritler (nişasta, glikojen vb.) bu gruba girer. Bu büyük moleküller, hücre içindeki belirli görevleri yerine getiren organellerin oluşmasını sağlar.
- Mitokondri; enerji üretiminden,
- Kloroplast; fotosentezden,
- Lizozom; hücresel sindirimden,
- Endoplazmik retikulum; madde taşınımı ve protein sentezinden sorumludur.
Hücre içindeki her basamak, daha üst seviyedeki yapılar için bir temel oluşturur ve biyolojik organizasyonun temelini meydana getirir.
► Canlı organizmaların en küçük yapı birimi hücredir. Hücreler, bulundukları yere ve üstlendikleri görevlere göre farklı şekil ve büyüklüklere sahip olabilir. Aynı veya farklı özelliklere sahip hücrelerin belirli bir görevi yerine getirmek için bir araya gelmesiyle dokular oluşur.
► Benzer işlevlere sahip dokular bir araya gelerek organları oluşturur. Örneğin, mide birden fazla doku tipinin birleşmesiyle meydana gelir.
► Organlar, belirli bir fonksiyon için birlikte çalışarak sistemleri oluşturur.
► Sindirim, dolaşım, solunum ve boşaltım gibi sistemler ise bir araya gelerek organizmayı meydana getirir.
► Organizma içinde doku, organ ve sistemlerin uyum içinde çalışması, homeostazinin sağlanmasını ve canlılığın devamını garanti eder. Homeostazinin korunması, vücudun sağlıklı bir şekilde işleyişini sürdürmesi için oldukça önemlidir.
► Bazı canlılar, hücresel organizasyon açısından daha basit bir yapıya sahiptir.
► Süngerler ve sölenterler, çok hücreli olmalarına rağmen organizasyon seviyeleri bakımından diğer canlılardan farklıdır.
► Süngerler, gerçek doku ve organlara sahip değildir. Ancak farklı görevleri yerine getiren özelleşmiş hücre tipleri bulunur. Bu nedenle süngerlerde doku, organ ve sistem organizasyonu görülmez.
► Sölenterler (örneğin denizanaları ve mercanlar), gerçek dokulara sahip basit hayvanlardır. Sinir ağı ve kas hücreleri gibi bazı doku ve organlara sahiptirler, ancak daha gelişmiş canlılarda bulunan dolaşım veya boşaltım sistemleri gibi yapılar onlarda bulunmaz.
► Bu canlılar, organizasyonun her zaman bütüncül bir yapı göstermediğinin önemli bir örneğidir.
Biyosfer ve Organizasyon Seviyeleri
Biyosfer, dünya üzerindeki tüm canlıların yaşadığı alanı ifade eder. Bu alan; karasal ve sucul ortamları, ormanları, okyanusları, çayırları, çölleri ve atmosferi kapsar.
► Canlı organizmalar yalnızca bireysel olarak değil, daha büyük topluluklar içinde de varlıklarını sürdürürler. Bu organizasyon seviyeleri şu şekilde sıralanır:
- Popülasyon: Aynı türden bireylerin oluşturduğu topluluk.
- Komünite: Bir bölgede yaşayan farklı popülasyonların bir araya gelmesiyle oluşur.
- Ekosistem: Komüniteye ek olarak, canlıların yaşadığı fiziksel çevreyi (su, toprak, hava gibi) de içerir.
- Biyosfer: Tüm ekosistemleri kapsayan, dünya üzerindeki yaşamın bulunduğu en geniş biyolojik organizasyon seviyesidir.
► Örneğin, bir tatlı su göleti ekosistemi balıkları, bitkileri, böcekleri ve mikroorganizmaları barındırırken; aynı zamanda su, güneş ışığı, besinler ve fiziksel çevre ile de etkileşim içindedir. Tüm bu seviyeler, canlıların yaşadığı çevreyle nasıl bütünleştiğini ve biyolojik organizasyonun nasıl işlediğini anlamamıza yardımcı olur.
Konu İle İlgili Sorular
Öğrencilerimizin TYT (Temel Yeterlilik Testi) ve AYT (Alan Yeterlilik Testi) gibi sınavlara hazırlanırken kullanabilecekleri bilgileri sunuyoruz. Biyoloji konularında güçlü bir temel oluşturmak ve sınav başarınızı artırmak için doğru adrestesiniz!
Efeler-Aydın
info@biyolojihikayesi.com
................
©
Biyoloji Hikayesi.
All Rights Reserved. Designed by
Biyoloji Hikayesi
Distributed By:
Hamza EROL