Fotosentez Reaksiyonları Konusuna Ait Sayfa

Konu Detayı Sayfası

Fotosentez Reaksiyonları

Özetini Okumak İçin Tıklayınız...

Fotosentez Reaksiyonları:

  1. Işığa Bağımlı Reaksiyonlar:

    • Fotosentezin ilk aşamasıdır ve ışıkta gerçekleşir.
    • Klorofil molekülleri, güneş ışığını absorbsiyon yapar ve enerjiyi taşıyan elektronları yükseltir.
    • Elektronlar, elektron taşıyıcıları tarafından bir dizi reaksiyon boyunca taşınır ve bir dizi redoks reaksiyonu gerçekleştirilir.
    • Bu reaksiyonlar, fotosistem I ve fotosistem II gibi yapıları içerir ve suyun parçalanması sonucu oksijen üretir.
  2. Işığa Bağımlı Olmayan Reaksiyonlar (Calvin Döngüsü):

    • Fotosentezin ikinci aşamasıdır ve ışıkta değil, stromada gerçekleşir.
    • Karbondioksit molekülleri, ribuloz bifosfat karboksilaz/oksijenaz (RuBisCO) enzimi tarafından karbon taşıyıcılarına bağlanır ve 3-fosfogliserat (3-PGA) üretilir.
    • 3-PGA molekülleri, ATP ve NADPH ile indirgenir ve gliseraldehit 3-fosfat (G3P) moleküllerine dönüşür.
    • G3P molekülleri, glukoz ve diğer karbonhidratların sentezinde kullanılır veya metabolik yollarla hücrenin ihtiyacına göre değiştirilir.
    • Calvin döngüsü, karbon fikse edilmesi, karbonhidrat sentezi ve ATP ve NADPH'nin yeniden üretilmesi süreçlerinden oluşur.
  3. Oksijenin Serbest Bırakılması:

    • Fotosentezin yan ürünü olarak, ışığa bağımlı reaksiyonlarda suyun parçalanması sonucunda oksijen serbest bırakılır.
    • Su molekülleri, fotosistem II tarafından fotolitik olarak parçalanır ve oksijen, elektron taşıyıcılarına verilen elektronlarla serbest bırakılır.
Image

Fotosentez Reaksiyonları

  • Fotosentez, birden fazla basamağa sahip olan iki farklı reaksiyon şeklinde gerçekleşir.
  • Bunlar;
  1. Işığa bağımlı reaksiyonlar ve
  2. Işıktan bağımsız reaksiyonlar adını alır.

Image

Işığa Bağımlı Reaksiyonlar

  • Işığa bağımlı reaksiyonlar; ökaryot hücrelerdeki kloroplastın granalarında, prokaryotların hücre zarı kıvrımlarında gerçekleşir.
  • Bu reaksiyonlar ışık olmadan gerçekleşmez.
  • Bu evrede; ışık enerjisi, kimyasal enerjiye dönüştürülüp ATP içerisinde geçici olarak depolanır.
  • Ayrıca klorofil tarafından soğurulan ışığın bir kısmı ile su molekülleri parçalanır.
  • Bu olaya fotoliz denir.

  • Suyun parçalanması ile açığa çıkan hidrojenler (H+), bir çeşit koenzim olan NADP+ (nikotinamid adenin dinükleotit fosfat) ile tutularak NADPH molekülü üretilir.
  • Fotoliz sonucu açığa çıkan oksijenin fazlası, atmosfere bu evrede verilir.
  • Robert Hill, 1937 yılında ortamda ışık, su ve uygun bir hidrojen yakalayıcısı bulunduğunda kloroplastların CO2 olmadan O2 oluşturabildiklerini görmüştür.
  • Elektron alıcısının sudaki hidrojeni tutarak oksijeni serbest bırakmasına bu nedenle Hill reaksiyonu adı verilmiştir.

Işığa Bağımlı Reaksiyonlarda;

  •  ATP sentezi için klorofilin ışığı soğurması ve ışık tarafından uyarılmış elektronların klorofilden ayrılması gerekir.
  • Kloroplastın tilakoid zarında, ışık soğuran pigmentler (klorofil ve karotenoitler) ve proteinler içeren fotosistemler vardır.
  • Fotosistemler, anten kompleksi ve tepkime merkezi içerir.
  • Anten kompleksinde bulunan klorofiller ve karotenoitler; ışığı soğurarak tepkime merkezindeki klorofile aktarır ve tepkime merkezindeki klorofilin elektronları yüksek enerjili hâle gelir.
  • Elektronlardaki enerjiden ATP sentezi yapılabilmesi için elektronları tutabilecek bir sisteme ihtiyaç duyulur.
  • Bu amaçla kloroplastların granumlarında elektron taşıma sistemi (ETS) yer alır.
  • Klorofilden ayrılan elektronlar, yükseltgenme ve indirgenme kurallarına göre ETS’de bulunan bir molekülden diğerine aktarılır.
  • Bu aktarım sırasında elektronlardaki enerjinin bir kısmı ile ATP sentezlenirken bir kısmı da ısı enerjisi şeklinde sistemden uzaklaştırılır.
  • Bu şekilde ışık enerjisi yardımıyla ATP sentezlenmesine fotofosforilasyon denir.
  • Işığa bağımlı reaksiyonlar sırasında üretilen NADPH ve ATP ışıktan bağımsız reaksiyonlara aktarılarak organik madde sentezinde kullanılır.
  • Fotofosforilasyonla üretilen ATP, sadece fotosentezde organik madde sentezi için tüketilir.

Image

Işıktan Bağımsız Reaksiyonlar

  • Fotosentezin ışıktan bağımsız reaksiyonları; ökaryot hücrelerde stromada, prokaryot hücrelerde ise sitoplazmada gerçekleşir.
  • Işıktan bağımsız reaksiyonlar, 1961 yılında Melvin Calvin’in (Melvin Kalvin) yaptığı araştırmalar sonucu açıklanmıştır.
  • Bu reaksiyonlar Kalvin döngüsü olarak da bilinir.

Image

  • Bu evre sayesinde stromada CO2 tüketilerek başta glikoz olmak üzere organik madde çeşitlerinin birçoğu sentezlenir.
  • Işıktan bağımsız reaksiyonlarda ışık doğrudan gerekli olmasa da ışığa bağlı reaksiyonlarda açığa çıkan ATP ve NADPH’a ihtiyaç duyulur.
  • Enzimlerin kontrolünde gerçekleşen bu reaksiyonlarda klorofil ve ETS elemanları görev almaz.
  • Yüksek sıcaklık, ışıktan bağımsız evrede kullanılan enzimlerin yapısına zarar vereceği için fotosentezi yavaşlatır.

  • Işığa bağımlı reaksiyonlardan gelen ATP’lerin defosforilasyonu sonucu açığa çıkan enerji ile CO2 ve NADPH’ın hidrojenleri birleştirilir.
  • 3 karbonlu fosfogilseraldehit (PGAL) molekülleri sentezlenir. PGAL’nin bir kısmı glikoza dönüşürken bir kısmı da diğer organik maddelerin sentezinde kullanılır.
  • Dönüşüm sırasında açığa çıkan NADP+, ADP ve inorganik fosfat molekülleri ise stromadan granaya aktarılır ve ışığa bağlı reaksiyonlarda yeniden NADPH ve ATP sentezinde kullanılır.
  • Kısaca fotosentezin ışığa bağımlı reaksiyonlarında H2 O fotolize uğrar, ATP ve NADPH sentezlenir, O2 açığa çıkar.
  • Işıktan bağımsız reaksiyonlarda ise CO2 , ATP ve NADPH’ın hidrojenleri tüketilir ve PGAL sentezlenir.
  • PGAL, diğer organik moleküllerin sentezine temel teşkil eden önemli bir moleküldür.
  • Kloroplastın stroma kısmında PGAL’den bitkinin ihtiyaç duyduğu tüm organik moleküller dönüşüm reaksiyonları ile üretilir.

Image

Organik Moleküllerin Sentezi

  • Bitkilerde ışıktan bağımsız reaksiyonlarda üretilen PGAL’lerden glikoz üretilir.
  • Glikoz, güneş enerjisinin kimyasal enerji olarak depolandığı moleküldür.
  • Bu glikozlar, sükroz ve nişasta sentezinde kullanılır.

  • Sükrozun fazlası iletim demetleri ile bitkinin büyüyen kısımlarına ve besin üretilmeyen diğer kısımlarına taşınarak metabolik olaylarda kullanılır.
  • Fotosentez sonucu üretilen glikozların bir kısmı solunumda kullanılır.
  • Geriye kalan glikozların fazlası, ışıklı ortamda nişasta şeklinde depo edilir.
  • Depolanan nişasta molekülleri, ışıksız ortamlarda hücreye enerji sağlamak ve hücrenin karbon iskeletini oluşturmak için yapı taşlarına (monomerlerine) ayrılır.
  • Fotosentez reaksiyonları sonucu oluşan PGAL’lerden, şeker-fosfat bileşiklerinden dönüşüm reaksiyonları ile yağ asidi, gliserol, amino asit, vitamin, hormonlar ve çeşitli azotlu organik bazlar sentezlenir.
  • Dönüşüm reaksiyonlarının birçoğu kloroplastlarda gerçekleşir.

  • Işıktan bağımsız reaksiyonlarda; amino asit, vitamin, azotlu organik baz gibi organik besinlerin PGAL molekülünden üretimi için azot gereklidir.
  • Bitkiler, azot ihtiyaçlarını topraktan azot tuzu alarak karşılar.
  • Alınan azotlu tuzlar, iletim dokusuyla yapraklara taşınır.
  • Yapraklarda fotosentez reaksiyonları sırasında karbondioksit özümlemesi yapılırken bu azotlu tuzlar kullanılır.

BiyolojiHikayesi

Öğrencilerimizin TYT (Temel Yeterlilik Testi) ve AYT (Alan Yeterlilik Testi) gibi sınavlara hazırlanırken kullanabilecekleri bilgileri sunuyoruz. Biyoloji konularında güçlü bir temel oluşturmak ve sınav başarınızı artırmak için doğru adrestesiniz!

Bilgilerimiz

Adres

Efeler-Aydın

Email

info@biyolojihikayesi.com

Phone

................

Bülten

© Biyoloji Hikayesi. All Rights Reserved. Designed by Biyoloji Hikayesi
Distributed By: Hamza EROL