Biyoloji Hikayesi Duyuruları  |  Geçmiş Yıllarda Çıkmış Sorulara Konu İçerisinden Ulaşabilirsiniz.  |  9. 10. 11. ve 12.Sınıf Biyoloji Dersi 1.Dönem 2.Yazılı Açık Uçlu Yazılı Hazırlık Soru Örnekleri Dokümanlar Sayfasına Yüklenmiştir.  |  Tüm Sınıfların 1.Dönem 2.Ortak Yazılı Senaryoya Uygun Örnek Soruları MEB Tarafından Yayınlanmıştır. Konu içerisinden, Çalışma Sorularından, Soru Bankasından veya Dokümanlar sayfasından ulaşabilirsiniz.  |  Maarif Modeli Temaları İçerisinde Bulunan Karekod Belgelerinin Çözümlenmiş Örneklerine Dokümanlar Sayfasından Ulaşabilirsiniz.  |  Soru Bankası Sayfamızdan Konular Bazında Oluşturacağınız Çoktan Seçmeli Testlerle Kendinizi Sınavlara Hazırlayabileceksiniz.  |  Ders Kitabında Bulunan Ölçme ve Değerlendirmeler ile Yönergelerin Çözümlerine Konuların İçerisinden Ulaşabilirsiniz.  |  Sitemizdeki Konular Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli Müfredatına ve Öğrenme Çıktılarına Uygun Olarak Hazırlanmıştır.  | 
Doğal Kaynaklar ve Biyolojik Çeşitlilik Konusuna Ait Sayfa

Konu Detayı Sayfası

Doğal Kaynaklar ve Biyolojik Çeşitlilik

10.Sınıf

Ekosistem Ekolojisi ve Güncel Çevre Sorunları

Doğal Kaynaklar ve Biyolojik Çeşitliliğin Korunması

7211

 Doğal Kaynaklar ve Biyolojik Çeşitlilik

Yer üstünde ve yer altında bulunan, tükenen ya da tükenmeyen hammaddelere doğal kaynaklar denir. İnsanlık tarihi boyunca bu kaynaklar tarımdan sanayiye kadar pek çok alanda kullanılmıştır. Sanayi Devrimi ile madenler işlenerek farklı alanlarda değerlendirilmeye başlanmış, tarım aletlerinin üretimi ise toprak ve ormancılığın önemini artırmıştır. Ayrıca sanayileşme ve refah seviyesindeki artış, enerji ve ulaşım için doğal kaynaklara olan talebi artırmıştır.

Türkiye, doğal kaynaklar açısından zengin bir ülkedir ve bu durum ülkemizi pek çok ülkeye kıyasla avantajlı bir konuma getirmektedir. Doğal kaynakların sürdürülebilir şekilde kullanımı, hem çevrenin korunması hem de gelecek nesillere aktarılması için kritik öneme sahiptir.

Tükenmeyen Doğal Kaynaklar

Tükenmeyen doğal kaynaklar, daimî ve yenilenebilir kaynaklar olarak ikiye ayrılır.

Daimî kaynaklar arasında güneş, rüzgâr, dalga ve su bulunmaktadır.

Güneş, dünya var oldukça ışımasını sürdürecek, çevre dostu ve temiz bir enerji kaynağıdır. Türkiye’de güneş enerjisi yaygın olarak ısıtma ve elektrik üretimi için kullanılmaktadır. Rüzgâr, yeryüzünün farklı ısınması sonucu oluşan bir enerji kaynağıdır ve ülkemizde enerji ihtiyacının %6,3’ü rüzgâr santrallerinden karşılanmaktadır. Dalga enerjisi, rüzgârın su yüzeyinde oluşturduğu hareketle ortaya çıkar ve çevre dostu bir enerji kaynağıdır.

Türkiye, zengin su kaynakları ile avantajlı bir konumdadır. Üç tarafı denizlerle çevrili olan ülkemizde nehir, göl ve dereler yaygındır. Su döngüsü sayesinde daimî bir kaynak olan su, hidroelektrik enerji üretiminde de kullanılmaktadır. 2021 yılında hidroelektrik santrallerden 55,5 milyar kWh elektrik üretilmiştir.

Yenilenebilen kaynaklar, doğru yöntemlerle kullanıldığında ve koşullar elverişli olduğunda kendini yenileyebilen kaynaklardır. Örneğin, kesilen ağaçlar yaklaşık 40 yıl içinde yeniden büyüyebilir.

Jeotermal enerji, yer kabuğunun derinliklerindeki ısı ve basıncın etkisiyle yüzeye çıkan sıcak su, buhar ve gazlarla elde edilir. Türkiye, jeotermal kaynaklar bakımından Avrupa’da ilk sırada yer almakta ve yaklaşık 1.000 doğal jeotermal kaynağa sahiptir.

Toprak, biyosferin temel unsurlarından biridir. Bilinçsiz sulama ve aşırı gübreleme toprak kirliliğine neden olsa da, kirletici unsurlar ortadan kaldırıldığında toprak zamanla kendini yenileyebilir. Benzer şekilde, hava da makul seviyedeki kirliliği doğal döngülerle temizleyebilir.

Tükenebilen Doğal Kaynaklar

Tükenebilen doğal kaynaklar, kullanım sonucunda yenilenemeyen ve rezervleri her geçen gün azalan kaynaklardır. Enerji üretiminde yaygın olarak kullanılan fosil yakıtlar (doğal gaz, petrol, kömür), bu kaynakların başlıca örnekleridir. Kömür ve petrol, uzun yıllar enerji sektörüne hakim olmuştur. Günümüzde ise çevre bilincinin artmasıyla birlikte, doğal gaz daha temiz bir enerji kaynağı olarak kullanılmaktadır.

Türkiye, birçok önemli madene sahiptir. Örneğin bakır, krom, bor, çinko, cıva, boksit, kükürt, fosfat, toryum, demir ve altın gibi madenler sanayi, tarım, kimya, eczacılık ve ulaşım gibi pek çok alanda kullanılmaktadır. Özellikle bor madeni, dünya rezervlerinin %75’ine sahip olan Türkiye için büyük bir ekonomik öneme sahiptir. Bor, cam, seramik, metalürji ve tarım gibi alanların yanı sıra uçak, havacılık ve yakıt üretimi gibi ileri teknolojik ürünlerde de giderek daha fazla kullanılmaktadır.

2020 yılında Eskişehir’de açılan lityum karbonat üretim tesisi, bor madeni kullanılarak lityum üretimi yapmaktadır. Bu üretim, Türkiye'nin elektrikli araçlar, mobil cihazlar ve bataryalar gibi teknoloji ürünlerinde dışa bağımlılığını azaltmayı hedeflemektedir. 2021 yılında, dünya bor talebinin %62’si Türkiye tarafından karşılanmıştır.

Doğal Kaynakların Sürdürülebilirliği

Sürdürülebilirlik, ekolojik sistemlerin işlevlerini koruyarak kaynakların dengeli kullanımıdır. İnsan faaliyetleriyle hızla azalan doğal kaynaklar, ancak kendilerini yenileyebilecek hızda kullanıldığında sürdürülebilir hale gelir. Sürdürülebilir kalkınma, sosyal, ekonomik ve ekolojik boyutlarda ele alınır. Sosyal boyutta refah ve eşitlik artırılırken çevresel riskler azaltılır. Ekonomik boyutta ise kaynaklar bilinçli ve adil bir şekilde kullanılır. Ekolojik boyutta, kaynakların bilinçli tüketimiyle çevresel dengenin korunması hedeflenir.

Doğal kaynakların bilinçsiz kullanımı, biyolojik çeşitliliğin azalmasına ve çevre kirliliğinin artmasına neden olur. Tür çeşitliliği, besin, ilaç, enerji ve ham madde gibi birçok alanda ekonomiye katkı sağlar. Özellikle ormanlar, oksijen üretimi ve birçok canlıya ev sahipliği yapmasıyla ekolojik sistemin vazgeçilmez bir parçasıdır. Daimî kaynakların enerji üretiminde kullanımı, tükenebilir kaynaklara olan bağımlılığı azaltarak ekonomimize fayda sağlamaktadır.

Doğal taşlar ve madenler, sanayi ve ihracatta önemli bir yer tutar. İşlenmiş mermer ve traverten gibi ürünler, doğal taş ihracatında yüksek katma değer sağlar. Doğal kaynakların korunması, yalnızca ekonomik fayda değil, aynı zamanda doğadaki canlı çeşitliliğinin devamı için de hayati önem taşır.

Biyolojik Çeşitlilik ve Önemi

Biyolojik çeşitlilik, yeryüzündeki canlıların çeşitliliğini ifade eder ve üç ana başlıkta incelenir:

Genetik çeşitlilik, türlerin içindeki bireylerin genetik farklılıklarıdır.

Tür çeşitliliği, ekosistemdeki farklı türleri tanımlar ve bu çeşitlilik azaldığında ekosistem dengesi bozulur.

Ekosistem çeşitliliği, yeryüzündeki farklı yaşam alanlarını ve ekosistemleri kapsar.

Biyolojik çeşitlilik, ekolojik, ekonomik ve kültürel açıdan büyük öneme sahiptir. Canlı türleri, ekosistemlerin sürdürülebilirliği için farklı görevler üstlenir. Tıbbi ilaçların hammaddesi, sanayi için temel malzeme, turizm ve besin kaynağı olarak kullanılır. Endemik türler, yalnızca belirli bölgelerde bulunan ve korunması gereken canlılardır. Ülkemiz, sahip olduğu endemik bitki ve hayvan türleri ile dünyanın önde gelen ülkelerindendir. Örneğin Safranbolu’da yetişen safran, dünyadaki en pahalı baharatlardan biridir. Ankara tavşanı, Sivas kangalı ve Van inci kefali gibi hayvan türleri de ülkemizin endemik zenginliklerindendir.

Aşırı avlanma ve habitat kaybı nedeniyle birçok tür nesli tükenme tehlikesiyle karşı karşıyadır. Örneğin Anadolu parsı, yaşam alanlarının azalması ve insanlar tarafından öldürülmesiyle yok olma riski altındadır. Her yok olan tür, ekosistemlerde doldurulamayacak boşluklar yaratır. Bu nedenle biyolojik çeşitliliğin korunması ve ekosisteme müdahalenin en aza indirilmesi hayati önem taşır.

Biyolojik Çeşitliliğin Korunması

Biyolojik çeşitlilik, ekosistemlerin dengesini sağlamada kritik bir role sahiptir. Karbon, azot ve su gibi madde döngülerinin merkezinde yer alır ve yaşam koşullarını belirler. Ancak kontrolsüz insan faaliyetleri, aşırı avlanma, tıbbi bitkilerin bilinçsiz toplanması ve biyokaçakçılık gibi etkenler, biyolojik çeşitliliği tehdit etmektedir. Özellikle ülkemiz, endemik türlerin yoğunluğu nedeniyle genetik kaynaklar açısından cazip bir konumdadır ve bu durum biyokaçakçılık riskini artırmaktadır.

Biyolojik çeşitliliğin korunmasında doğal alanların korunması önemli bir adımdır. Türkiye’de milli parklar, tabiat parkları, yaban hayatı geliştirme sahaları gibi alanlar Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü tarafından yönetilmektedir. 2017-2021 Tabiatı Koruma Durum Raporu’na göre ülkemizde 3,6 milyon hektardan fazla alan koruma altına alınmıştır. Bu koruma alanları, hem ekosistemi hem de içindeki türlerin devamlılığını güvence altına almaktadır.

Bir diğer yöntem ise genetik materyallerin koruma altına alınmasıdır. Tohum bankaları, botanik bahçeleri ve gen bankaları gibi yapılar, canlıların genetik çeşitliliğini uzun vadeli olarak korumayı hedefler. Türkiye’de bu alandaki çalışmalar 1964 yılında başlamış ve 2010 yılında Türkiye Tohum Gen Bankası’nın kurulmasıyla önemli bir aşama kaydedilmiştir. Bu tür tesisler, bitki ve hayvan genetik kaynaklarının korunmasında hayati bir rol üstlenmektedir.

Ayrıca, çevre koruma faaliyetlerinde bireysel bilinç ve katılım da büyük önem taşır. Çevreyi koruma çalışmaları, yalnızca devlet kurumlarına bırakılmamalıdır. Her birey, çevre koruma etkinliklerine katılarak ve çevresindekileri bilinçlendirerek bu sürece katkıda bulunabilir. Gelecek kuşaklara yaşanabilir bir dünya bırakmak için çevreyi koruma sorumluluğunu üstlenmek zorundayız.

Sonuç olarak, biyolojik çeşitliliğin korunması ekolojik denge, ekonomik değer ve kültürel miras açısından vazgeçilmezdir. Bu koruma çalışmaları, hem doğal alanların korunması hem de genetik çeşitliliğin saklanmasıyla desteklenmelidir. Ancak bu çabalar, bireysel ve toplumsal bilinç olmadan yeterli olmayacaktır. Doğayı korumak, hem bugünün hem de yarının sorumluluğudur.

Konu İle İlgili Sorular

Soru 1.

Su tasarrufu, su kaynaklarının korunması ve verimli kullanımı için temel bir önlemdir. Bireyler ve toplumlar, suyu gereksiz yere harcamaktan kaçınmalıdır. Su tasarrufu neden önemlidir?

Doğru Cevap İçin Tıklayınız...


Soru 2.

Yenilenebilir doğal kaynaklar, doğru yönetilmezse sürdürülebilirlikleri tehlikeye girebilir. Bu nedenle, bu kaynakların dikkatli kullanılması önemlidir. Yenilenebilir doğal kaynakların yenilenme kapasiteleri neden tehlikeye girebilir?

Doğru Cevap İçin Tıklayınız...


Soru 3.

İnsan faaliyetleri, biyolojik çeşitliliğin azalmasında en büyük etkenlerden biridir. İnsan faaliyetlerinin biyolojik çeşitlilik üzerindeki etkileri nelerdir?

Doğru Cevap İçin Tıklayınız...


Soru 4.

Tropikal yağmur ormanları, dünyadaki en yüksek biyolojik çeşitliliğe sahip bölgelerden biridir. Bu bölgeler, bol yağış, sabit sıcaklık ve zengin bitki örtüsü sayesinde binlerce türü barındırır. Tropikal yağmur ormanlarının biyolojik çeşitliliği neden yüksektir?

Doğru Cevap İçin Tıklayınız...


Soru 5.

Orman yangınlarının önlenmesi ve ormanların korunması, ekosistemlerin sağlıklı işleyişi için gereklidir. Yeniden ağaçlandırma çalışmaları, ormanların sürdürülebilirliğini sağlar. Orman yangınlarının önlenmesi ve ormanların korunması için neler yapılmalıdır?

Doğru Cevap İçin Tıklayınız...


Soru 6.

Toprak erozyonu, verimli üst katmanın kaybına yol açarak tarım arazilerini olumsuz etkiler. Eğimli arazilerde alınacak önlemler, erozyonu kontrol altına alabilir. Toprak erozyonunu önlemek için alınması gereken önlemler nelerdir?

Doğru Cevap İçin Tıklayınız...


Soru 7.

Türkiye, coğrafi konumu, iklim çeşitliliği ve ekolojik zenginliği sayesinde 3000’den fazla endemik bitki türüne ev sahipliği yapmaktadır. Bu zenginlik, ülkemizin biyolojik çeşitliliğini ve ekosistemlerini benzersiz kılmaktadır. Türkiye’nin biyolojik zenginliği ve endemik türlerin önemi nedir?

Doğru Cevap İçin Tıklayınız...


Soru 8.

Yenilenebilir doğal kaynaklar, kendi kendini sürekli yenileyebilen kaynaklardır. Bu kaynaklar, insanların kullanımı sonucunda tükenmez. Yenilenebilir doğal kaynaklar nedir?

Doğru Cevap İçin Tıklayınız...


Soru 9.

Belirli bir alanda tür çeşitliliği arttıkça biyolojik çeşitlilik de artar. Bu durum, ekosistemlerin sayısının ve çeşidinin artmasıyla doğrudan ilişkilidir. Tür çeşitliliği ve biyolojik çeşitlilik arasındaki ilişki nedir?

Doğru Cevap İçin Tıklayınız...


Soru 10.

Çöller ve kutuplar gibi zorlu çevresel koşullara sahip bölgelerde tür çeşitliliği genellikle düşüktür. Ancak, bu bölgelerde yaşayan türler, ekstrem koşullara uyum sağlamış özel adaptasyonlara sahiptir. Çöller ve kutuplar gibi zorlu çevresel koşullara sahip bölgelerde tür çeşitliliği neden düşüktür?

Doğru Cevap İçin Tıklayınız...


BiyolojiHikayesi

Öğrencilerimizin TYT (Temel Yeterlilik Testi) ve AYT (Alan Yeterlilik Testi) gibi sınavlara hazırlanırken kullanabilecekleri bilgileri sunuyoruz. Biyoloji konularında güçlü bir temel oluşturmak ve sınav başarınızı artırmak için doğru adrestesiniz!

Bilgilerimiz

Adres

Efeler-Aydın

Email

info@biyolojihikayesi.com

Phone

................

Bülten

© Biyoloji Hikayesi. All Rights Reserved. Designed by Biyoloji Hikayesi
Distributed By: Hamza EROL