Biyoloji Hikayesi Duyuruları  |  Geçmiş Yıllarda Çıkmış Sorulara Konu İçerisinden Ulaşabilirsiniz.  |  9. 10. 11. ve 12.Sınıf Biyoloji Dersi 1.Dönem 2.Yazılı Açık Uçlu Yazılı Hazırlık Soru Örnekleri Dokümanlar Sayfasına Yüklenmiştir.  |  Tüm Sınıfların 1.Dönem 2.Ortak Yazılı Senaryoya Uygun Örnek Soruları MEB Tarafından Yayınlanmıştır. Konu içerisinden, Çalışma Sorularından, Soru Bankasından veya Dokümanlar sayfasından ulaşabilirsiniz.  |  Maarif Modeli Temaları İçerisinde Bulunan Karekod Belgelerinin Çözümlenmiş Örneklerine Dokümanlar Sayfasından Ulaşabilirsiniz.  |  Soru Bankası Sayfamızdan Konular Bazında Oluşturacağınız Çoktan Seçmeli Testlerle Kendinizi Sınavlara Hazırlayabileceksiniz.  |  Ders Kitabında Bulunan Ölçme ve Değerlendirmeler ile Yönergelerin Çözümlerine Konuların İçerisinden Ulaşabilirsiniz.  |  Sitemizdeki Konular Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli Müfredatına ve Öğrenme Çıktılarına Uygun Olarak Hazırlanmıştır.  | 
Bulaşıcı Hastalıklardan Korunma Yolları Konusuna Ait Sayfa

Konu Detayı Sayfası

Bulaşıcı Hastalıklardan Korunma Yolları

9.Sınıf

Sağlık Bilgisi ve Trafik Kültürü

Kişisel ve Toplumsal Sağlık

26

A. Bulaşıcı Hastalıklardan Genel Korunma Yolları

Bulaşıcı hastalıkların önlenmesi, bireylerin ve toplumların sağlığını korumanın en önemli yollarından biridir. Bu tür hastalıkların temel nedeni, bakteriler, virüsler, mantarlar ve parazitler gibi mikroorganizmaların vücuda girerek organ ve dokuların normal işleyişini bozmasıdır. Hastalıklara neden olan bu etkenler; su, besinler, solunum, cinsel temas, hayvanlarla temas ve hasta kişilerin kullandığı eşyalar aracılığıyla bulaşabilir. Özellikle kirli su ve besinlerin tüketilmesi, bağırsak enfeksiyonları gibi ciddi hastalıklara yol açabilir. Bu nedenle sağlıklı yaşam için tüketilen su ve besinlerin hijyenik, temiz ve güvenli olması büyük önem taşır.

Bulaşıcı hastalıkların belirtileri hastalığa göre farklılık gösterebilir ancak genellikle ateş, halsizlik, iştahsızlık, ishal, kusma, deri döküntüleri, öksürük ve lenf bezlerinde şişme gibi semptomlarla kendini gösterir. Özellikle yüksek ateş, çocuklarda havale nöbetlerine yol açabileceği için acil müdahale gerektirir. Bulaşıcı hastalıkların yayılmasını önlemek için hastalık belirtileri görülen kişilerin erken teşhis ve tedaviye yönlendirilmesi, toplum sağlığının korunması açısından büyük önem taşır. Ayrıca, pandemi gibi büyük çaplı salgınların önüne geçebilmek için aşılama, hijyen kurallarına uyum ve hastalık yayılım yollarının kontrol altına alınması gerekmektedir.

Hastalıklardan korunmak için alınması gereken önlemler arasında hijyen kurallarına dikkat etmek, temiz içme suyu kullanmak, düzenli el yıkamak, hasta kişilerle teması en aza indirmek ve gıdaları güvenli koşullarda tüketmek yer alır. Ayrıca, solunum yolu ile bulaşan hastalıklar için maske kullanımı ve sosyal mesafeye dikkat edilmesi önemlidir. Cinsel yolla bulaşan hastalıkları önlemek için bilinçli korunma yöntemleri kullanılmalı, su ve gıda kaynaklı hastalıklardan korunmak için ise şebeke suyu ve iyi temizlenmiş gıdalar tüketilmelidir. Bulaşıcı hastalıklarla mücadelede toplumun bilinçlendirilmesi ve sağlık kuruluşlarının önleyici hizmetleri büyük rol oynar.

Bulaşıcı hastalıklarla mücadelede en etkili yöntemlerden biri bağışıklık sistemini güçlendirmek ve aşılama yoluyla koruma sağlamaktır. Bebekler doğduklarında birçok hastalığa karşı bağışıklık sistemleri gelişmemiş olduğundan çocuk felci, kızamık, tetanos ve suçiçeği gibi hastalıklara karşı aşılama yapılmalıdır. Bağışıklık sistemi önceden hazırlıklı olduğunda, hastalık etkenleri vücuda zarar veremez ya da etkileri çok hafif olur. Grip, tüberküloz ve diğer bulaşıcı hastalıklara karşı risk grubundaki bireyler için de düzenli aşı yaptırmak büyük önem taşır. Özellikle bağışıklık sistemi zayıf olan yaşlılar, kronik hastalar ve küçük çocuklar için aşıların ihmal edilmemesi gerekmektedir.

Bulaşıcı hastalıkların yayılmasını önlemek için hijyen kurallarına titizlikle uyulmalıdır. Hasta kişilerle temas ederken maske kullanmak, öksürme ve hapşırma sırasında ağız ve burnu mendil ya da dirseğin iç kısmıyla kapatmak, solunum yolu hastalıklarının yayılmasını önlemeye yardımcı olur. Ellerin sık sık sabunla yıkanması, yüzey temizliğine dikkat edilmesi ve kalabalık ortamlarda hijyen kurallarına özen gösterilmesi bulaşıcı hastalıkların önlenmesinde etkili yöntemlerdir. Ayrıca, özellikle salgın hastalık dönemlerinde hasta kişilerle yakın temastan kaçınılmalı ve bağışıklık sistemi düşük bireylerin izole edilmesine dikkat edilmelidir.

Gıda ve su kaynaklı bulaşıcı hastalıkların önüne geçmek için besin hijyenine özen gösterilmelidir. Tüketilen gıdaların son kullanma tarihine dikkat edilmeli, küflenmiş ya da bozulmuş besinler kesinlikle tüketilmemelidir. Çiğ sebze ve meyveler sirkeli suda bekletildikten sonra bol suyla yıkanmalı, açıkta satılan ve hijyenik koşullara uygun olmayan gıdalar tüketilmemelidir. Temizliğinden emin olunmayan sular kaynatılarak ya da uygun yöntemlerle dezenfekte edilerek içilmelidir. Ayrıca, gıda maddelerinin uygun koşullarda saklanması ve çiğ gıdalarla pişmiş gıdaların ayrı tutulması enfeksiyon riskini azaltır.

Çevresel hijyenin sağlanması da bulaşıcı hastalıkların önlenmesinde önemli bir faktördür. Ev ve çevrede çöp birikmemesine dikkat edilmeli, vektörlerle (sivrisinek, karasinek, fare, pire vb.) mücadele edilmelidir. Özellikle evcil hayvanların sağlık kontrolleri düzenli olarak yaptırılmalı ve kuduz aşısı ihmal edilmemelidir. Kimyasal atıklar, kirli hava ve toksik maddelerden uzak durulmalı, yaşanılan ortam sık sık havalandırılmalıdır. Toplum sağlığını korumak adına hasta bireyler erken teşhis ve tedavi için sağlık kontrollerine yönlendirilmelidir.

B. Bağışıklık ve Aşı

Bağışıklık sistemi, vücudu hastalıklara karşı koruyan ve enfeksiyon etkenlerine karşı savaşan özel bir savunma mekanizmasıdır. Deri, gözyaşı, tükürük, mide salgıları gibi doğal engeller, mikroorganizmaların vücuda girişini zorlaştırırken, bağışıklık sistemi bu engelleri aşan hastalık etkenlerine karşı savunma yapar. Bağışıklık sistemini oluşturan organlar arasında timüs bezi, dalak, lenf düğümleri, kemik iliği ve bağırsak lenf dokusu yer alır. Mikroorganizmaların neden olduğu hastalıklara karşı vücut, özel savunma proteinleri olan antikorları üreterek bağışıklık tepkisi oluşturur. Her antikor, belirli bir hastalık etkenine özgü olarak üretilir ve bağışıklık sistemi, aynı mikropla tekrar karşılaşıldığında daha hızlı ve etkili bir yanıt verebilir.

Bağışıklık iki ana gruba ayrılır: doğuştan gelen bağışıklık ve sonradan kazanılan bağışıklık. Doğuştan gelen bağışıklık, bebeklerin annelerinden aldıkları bağışıklık maddeleriyle kazandıkları doğal korumadır. Sonradan kazanılan bağışıklık ise aktif ve pasif olmak üzere ikiye ayrılır. Aktif bağışıklık, hastalığa yakalanarak veya aşı yoluyla kazanılır. Pasif bağışıklık ise dışarıdan doğrudan antikorların verilmesiyle sağlanır. Örneğin tetanos gibi hastalıklara karşı acil korunma gerektiğinde, kişiye tetanos antikorları içeren serum uygulanarak bağışıklık sağlanır. Ancak serumla kazanılan bağışıklık geçici olup kısa sürede etkisini kaybeder.

Aşılar, hastalıklardan korunmanın en etkili yollarından biridir. Aşılar, hastalık yapıcı mikropların etkisiz hale getirilmiş veya zayıflatılmış formlarını içeren biyolojik maddelerdir. Aşı olan kişiler, ilgili hastalığa karşı bağışıklık kazanır ve hastalık etkeniyle karşılaştıklarında daha hafif atlatır ya da hiç etkilenmezler. Örneğin, çocuk felci hastalığına yakalanan bireylerde kalıcı sakatlık riski olduğu için çocuk felci aşısı hayati öneme sahiptir. Aşılar belirlenen takvim doğrultusunda uygulanmalı ve düzenli olarak yapılmalıdır.

Hastalıklarla mücadelede bağışıklık sistemini güçlü tutmak büyük önem taşır. Dengeli beslenme, hijyen kurallarına uyma, düzenli egzersiz yapma ve sağlıklı yaşam alışkanlıkları bağışıklık sisteminin güçlenmesine katkı sağlar. Özellikle grip gibi salgın hastalıklar döneminde, risk grubundaki bireylerin aşılarını ihmal etmemesi, hastalıklardan korunmada etkili bir yöntemdir. Bu nedenle bağışıklık sistemi desteklenmeli, aşılama programlarına uyulmalı ve hastalık risklerine karşı bilinçli önlemler alınmalıdır.

C. Hayvanlardan İnsanlara Bulaşabilecek Hastalıkların Genel Özellikleri ve Bu Hastalıklardan Korunma Yolları

Hayvanlardan insanlara bulaşabilen hastalıklar, zoonoz hastalıklar olarak adlandırılır ve dünya genelinde önemli bir sağlık sorunu oluşturur. Evcil ve yabani hayvanlardan bulaşan bu hastalıklar arasında kuduz, brusella (Malta humması), kuş gribi, domuz gribi, verem, şarbon, ruam, veba, salmonella, toksoplazmoz gibi hastalıklar bulunur. Bu hastalıkların insanlara bulaşma yolları arasında hayvanların ısırması veya tırmalaması, hayvan dışkısıyla temas, pastörize edilmemiş süt ve süt ürünlerinin tüketimi, iyi pişmemiş etlerin yenilmesi gibi faktörler yer alır. Özellikle kemiriciler, çiftlik hayvanları, kümes hayvanları ve evcil hayvanlar bu hastalıkların yayılmasında önemli rol oynar.

Bu hastalıklardan korunmanın en temel yolu, hayvan sağlığına yönelik düzenli kontroller ve aşılama programlarına dikkat etmektir. Veteriner hekim kontrolünden geçmemiş hayvanlarla temastan kaçınılmalı, evcil hayvanların aşıları düzenli olarak yaptırılmalıdır. Ayrıca, hayvan dışkılarının açıkta bırakılmaması, sinek ve kemirici gibi taşıyıcılarla mücadele edilmesi de önemlidir. Hayvanlardan kaynaklı bir hastalık şüphesi olduğunda, ilgili sağlık kuruluşlarına haber verilmeli ve gerekli önlemler alınmalıdır.

Tüketilecek hayvansal gıdaların hijyenine de dikkat edilmelidir. Sütler en az 5-7 dakika kaynatılarak içilmeli, peynirler tuzlu suda üç ay bekletildikten sonra tüketilmelidir. Et ve yumurtalar iyice pişirilmeli, çiğ etten yapılan yiyecekler, özellikle çiğ köfte gibi ürünler tüketilmemelidir. Kuş gribi gibi hastalıkların salgın olduğu dönemlerde, hastalıklı kanatlı hayvanlarla temastan kaçınılmalı, yumurta ve et tüketimine dikkat edilmelidir.

Kişisel hijyen de zoonoz hastalıklardan korunmada kritik bir faktördür. Hayvanlarla temas ettikten sonra eller bol su ve sabunla yıkanmalı, hasta hayvanlardan uzak durulmalı ve hayvan kaynaklı ürünler dikkatlice tüketilmelidir. Ayrıca, hayvanların sebep olduğu yaralanmalarda bölge hemen temizlenmeli ve en yakın sağlık kuruluşuna başvurulmalıdır. Bu önlemler, hem bireysel sağlığı korumaya hem de toplumda hastalık yayılımını engellemeye yardımcı olur.

Ç. Kene Isırması Durumunda Yapılması Gerekenler

Kene ısırmaları, özellikle kırsal alanlarda yaşayan veya doğayla iç içe olan bireyler için ciddi sağlık riskleri oluşturabilir. Kenelerin taşıdığı en önemli hastalıklardan biri Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) olup, bu hastalık yüksek ateş, baş ağrısı, kas ağrıları, burun kanaması, mide ağrısı ve cilt altı kanamalar gibi belirtilerle kendini gösterir. Hastalık ilerlediğinde karaciğer, böbrek ve akciğer yetmezliği gibi hayati riskler ortaya çıkabilir. Bu nedenle, kene ısırıklarının belirtileri hakkında bilinçli olmak ve önlem almak hayati önem taşır.

Kene ısırmalarından korunmak için doğada ve hayvan barınaklarında çıplak ayakla dolaşmaktan kaçınılmalı, uzun kollu ve uzun paçalı giysiler tercih edilmelidir. Pantolon paçalarının çorap içine sokulması ve çizme giyilmesi kenelerin vücuda ulaşmasını engelleyebilir. Kenelerin yoğun olduğu alanlarda bulunulduğunda vücut sık sık kontrol edilmeli ve cilde temas eden keneler hızlıca fark edilmelidir. Ayrıca, kene kovucu spreyler veya losyonlar kullanılarak korunma sağlanabilir.

Kene ısırığı durumunda yapılması gerekenler oldukça kritiktir. Öncelikle, kene kesinlikle elle ezilmemeli, üzerine kimyasal madde dökülmemeli veya yakılmamalıdır. Yanlış müdahaleler kenenin salgılarını bırakmasına ve virüslerin yayılmasına neden olabilir. Kene çıkarılacaksa, mümkünse sağlık kuruluşuna gidilmelidir. Eğer acil durum söz konusuysa, bir cımbız veya penset kullanılarak kenenin baş kısmından tutularak çivi çıkarır gibi sağa sola oynatılarak çıkarılmalıdır. Kene çıkartıldıktan sonra bölge dezenfekte edilmeli ve sağlık uzmanına danışılmalıdır.

Hastalık taşıyan kene ısırıklarına maruz kalmış bireylerin eşyaları dezenfekte edilmeli ve hastalar dikkatle izlenmelidir. KKKA hastalarının temas ettiği eşyalar %0,5’lik klor çözeltisinde dezenfekte edilebilir. Çamaşır suyu gibi dezenfektanlar da etkili bir temizleme yöntemi olarak kullanılabilir. Hastanın vefat etmesi durumunda cesedin dezenfekte edilmesi de önemlidir. Klor çözeltileri cilt ve göz tahrişine neden olabileceğinden dikkatle kullanılmalıdır.

Konu İle İlgili Sorular

BiyolojiHikayesi

Öğrencilerimizin TYT (Temel Yeterlilik Testi) ve AYT (Alan Yeterlilik Testi) gibi sınavlara hazırlanırken kullanabilecekleri bilgileri sunuyoruz. Biyoloji konularında güçlü bir temel oluşturmak ve sınav başarınızı artırmak için doğru adrestesiniz!

Bilgilerimiz

Adres

Efeler-Aydın

Email

info@biyolojihikayesi.com

Phone

................

Bülten

© Biyoloji Hikayesi. All Rights Reserved. Designed by Biyoloji Hikayesi
Distributed By: Hamza EROL